Ulaşılmak için dağları deldiren , dünyada cenneti ve cehennemi yaşatan , uğruna savaşlar başlayıp , kuşatmalar kalkan AŞK.
Öyle bir duygu ki ; yakalandığında kalbine saklayıp , üzeri binlerce kat sarılıp , derinlere bastırılmazsa , çağımızın kronik hastalığı aşk yorulmasına yakalanırsın . Sonuç , sevdanın kesin ölümü.
Suyun altında nefes alabilmenin tek yolu ise aşk , bırakın nefes alsın . O nu basit istek ve kendinizi ispatla yormayın . Bırakın derin derin solusun sizi , ta ki bütün hücreleriniz aşka doyana kadar , zaten hücreleriniz aşka doyduğu zaman siz bizzat kendiniz aşk olursunuz .
Aşkınız siz , siz aşkınız olursunuz . Bu ulaşılabilecek yeryüzü cennetlerinden biridir , ama unutmamak gerekir ki o dünyanın meleği de siz , şeytanı da ..
Tek basit kural , kendi elmanı ye , sevdiğin elmayı ye ..
Bir sonrakinin elindekinden sadece maske farkına sahip olduğunu gör ve var olanın keyfini sür. Yaşadıklarınızı teraziye koyduğunuzda sevdanız , mutlu anlarınız , aşkınız , sizi daralttığını düşündüğünüz keder ve şüphelerinizden ağır geliyorsa basın gaza .. Basın yelkenlerinize rüzgarı ancak çokta rota endişesine kapılmadan , zira aşk nehirlerin yatağını bulması gibi ulaşır sevdanıza .. Fırtınadan korksaydı Kolomb kendi iç denizlerinin en iyi balıkçısı olmaktan ileri gidebilir miydi ?
Gidin tutkunuzun ve sevdanızın peşinden pervasızca , aşkın haritası , tarifi olmaz . .
Vel hasıl kelam ; seviyorsanız gösterin , görmesini sağlayın ve size gösterdiğini görmeye çalışın .
Sevgiler . . ]