"Eleştiri, bir sineğin camda vızıldaması gibidir; rahatsız edici ama kapıyı açtığınızda içeri giremez." - Dorothy Parker"

yazı resim

BATIK HAYALLER
Deniz mavisi gençlik, başlarda duman vardı,
Bir gonca gül yüzünden mevsimler hep bahardı.
Renkleri, kokuları sarsa da her bir yeri,
Gözlerim hiç görmezdi, kırdaki çiçekleri.
Göklerde kuşlar gibi, uçsa da hayallerim,
Deryada damla kadar, gölgende yoktu yerim.
Biliyordum sonunu bu hazin hikâyenin,
Aklı yoktur sanırım kalbini dinleyenin.
Söz dinlemezse gönül, akıl başta ne gezer,
Kara sevda, çöllerde susuz ceylana benzer.
Kan kaynayan imbikten dökülürdü damlalar,
Sevda böyle bir şeydi; biraz ateş, biraz kar.
Kar eridi yaz geldi, bir köz kaldı sadece
Yanar yanar kül olur, katlanırdım delice…
Ah aldanmak ne acı, uğruna geçti yıllar!
Dertli mısralar yazdım , sana dünyalar kadar.
Aradan yıllar geçti, bildim dünya kaç bucak,
O zamandan bu yana bir adın kaldı ancak.
Ey dikenli gonca gül! IYaraladın zamanı…
Kurumuş çaya döndü, gönlümün çağlayanı…
Bir coşkun deniz gibi savurdun dipten dibe,
Batık bir gemi oldum hep sen vardın içimde,
Taşıdım yıllar yılı hatıramda zehrini;
Dolduracak hiç yokmuş bu azabın yerini…
Zerreyim bir denizde, denize sığmaz sevdam;
Hayret makamındayım, sen ben değildir davam.
Unutma ki denizden büyük okyanus vardır
Deniz içinde balık, balıkta Yunus vardır.
Ünver PAZARLI

KİTAP İZLERİ

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

Peyami Safa

Acının ve Istırabın Edebiyatı Peyami Safa'nın "Dokuzuncu Har-iciye Koğuşu", hastalığın pençesindeki insan ruhunun zamana meydan okuyan bir keşfi olmaya devam ediyor. Edebiyatın en temel işlevlerinden
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön