**İnsan vücudu, doğada var olan en karmaşık ve mükemmel sistemlerden biridir. Vücut, hayati fonksiyonlarını sürdürebilmek için elektriksel ve kimyasal işlevleri birleştirerek olağanüstü bir iletişim ağı oluşturur. Bu işleyiş, yalnızca modern bilimde henüz tam anlamıyla anlaşılabilmiş bir mekanizma olmakla kalmaz, aynı zamanda Allah'ın yaratmasındaki mükemmeliyeti de gözler önüne serer. Biyoelektrik yani vücudun içindeki elektrik akımlarının düzeni sinir sistemi ve hücresel düzeydeki biyokimyasal etkileşimler Allah'ın yaratmada gösterdiği benzersizliği bizlere hatırlatmaktadır. Vücuttaki elektrik sadece cihazlardan alınan enerji gibi dışarıdan gelen bir güçle sağlanmaz. İnsan vücudu, her anını mükemmel bir şekilde kontrol etmek için biyolojik piller gibi çalışan trilyonlarca hücre üretir. Bu hücreler, sodyum, potasyum ve diğer elektrolitlerin etkileşimiyle elektrik akımı üretir. Bu biyolojik akımlar sayesinde, sinir hücreleri arasında bilgi iletimi kesintisiz ve son derece verimli bir şekilde gerçekleşir. Sinir hücreleri arasındaki elektriksel iletim, "sinaps" adı verilen boşluklarda gerçekleşir. Sinapslar, iki hücre arasındaki elektrik akımını iletmek için kimyasal sinyal iletimini kullanır. Bu süreç, Allah’ın yaratmadaki harikalığı ve mühendisliğin mükemmelliğini gözler önüne serer. Çünkü bir sinir hücresi ile diğeri arasındaki mesafe çok küçüktür ancak yine de mükemmel bir iletim sağlar. Allah Kur'an'da insanın yaratılışını şöyle ifade eder: "O yarattığı her şeyi en iyi yapandır. Ve insanı yaratmaya kilden başladı." (Secde, 32:7) Bu ayet insan vücudundaki her bir parçanın, her bir sistemin yaratılışındaki mükemmel dengeyi işaret eder. Beyin ve sinir sistemi bu mükemmelliğin birer örneğidir. Modern bilim beyin hücrelerinin iletişimini ve elektriksel iletimini anlamak için büyük bir çaba sarf etmektedir. Harvard Üniversitesi’nden bir grup mühendis insan beynindeki nöronlara benzer yapılar kullanarak transistörler geliştirmeyi başarmış ve bu sayede enerji tüketimini önemli ölçüde azaltmışlardır. Bu çaba insan beynindeki sinaptik yapıların taklit edilmesinin teknolojide büyük bir devrim oluşturabileceğini göstermektedir. Sinaptik transistörler insan beynindeki hasar görebilen nöronların, hasara uğradığında elektriği başka bir yola yönlendirme özelliğini taklit etmeyi amaçlamaktadır. Beyindeki bu mükemmel yapının, makinelerde de kullanılabilir hale gelmesi, yapay zekanın gelişmesinde önemli bir adım olacaktır. Bu yapının insan beyninde nasıl çalıştığını anlamak, bilim insanlarına kendi kendini onarabilen ve öğrenebilen makineler oluşturma yolunda rehberlik etmektedir. Vücutta gerçekleşen biyokimyasal reaksiyonlar, aynı zamanda evrim hipotezinin savunucularını zor durumda bırakacak örneklerden biridir. İnsan sinir sistemindeki karmaşıklık, evrimsel bir sürecin ürününden çok daha fazlasıdır. Sinir hücrelerinin birbirine dokunmadığı halde kesintisiz bir iletişim sağlıyor olması Allah’ın yaratmadaki mükemmelliği gösterir. Sinir hücreleri arasındaki bu iletişim, son derece kompleks kimyasal ve elektriksel işlemlerle sağlanır. Bu sistem, beyin ile organlar arasındaki koordinasyonu kusursuz şekilde gerçekleştirir. Kur’an, insanın yaratılışındaki kusursuzluğu anlatırken şöyle buyurur: “Şüphesiz biz insanı en güzel şekilde yarattık.” (Tin, 95:4) Bu ayet insan vücudunun yapısındaki incelikleri ve sistemlerin mükemmel işleyişini vurgulamaktadır. Sinir sisteminin karmaşıklığı ve elektriksel iletimi bu mükemmel yaratılışın bir parçasıdır. Vücut elektriği aslında biyolojik elektrik olarak bilinir ve iyonların hücresel değiş tokuşu ile meydana gelir. Potasyum, sodyum ve kalsiyum gibi minerallerin hücre içinde ve dışında değişimi elektrik akımının oluşmasını sağlar. Hücreler bu akımları kullanarak iletişim kurar ve sinyallerin hızlı bir şekilde iletilmesini sağlar. Bir hücredeki elektrik akımı bir başka hücreye geçerken iyonların hareketi ile bu akım devam eder. Vücuttaki bu biyolojik akımların, dışarıdan bir enerji kaynağına ihtiyaç duymadan işlemesi vücudun kendi içindeki gücü ve potansiyeli gösterir. Allah, insanın yaratılışındaki bu mükemmel dengenin altını çizmiştir: “Şüphesiz Rabbiniz o Tanrı'dır ki gökleri ve yeri altı gün de yarattı. Sonra taht üzerine istiva etti. Geceyi durmadan onu kovalayan gündüze örter. Ve Güneş'i, ve Ay'ı ve yıldızları boyun eğdirmiştir. Dikkat edin! Yaratma ve emir O'nundur. Âlemlerin Rabbi çok yücedir.” (A’raf, 7:54) Bu ayet yaratılışın her yönüyle mükemmel bir düzene sahip olduğunu ve Allah’ın her şeyin hükmünü düzenleyen kudretini ifade eder. İnsan vücudundaki biyoelektrik ve sinir sistemi, son derece karmaşık ve mükemmel bir yapıya sahiptir. Sinir hücrelerinin iletişimi, elektriksel ve kimyasal iletimle sağlanır ve bu süreç Allah’ın kudretiyle var olmuştur. Beyindeki her bir sinir hücresi, birbiriyle mükemmel bir şekilde iletişim kurarak vücudun tüm fonksiyonlarını kontrol eder. Modern bilim, insan beynindeki bu mükemmel yapıyı taklit etmeye çalışırken, insan vücudunun Allah tarafından yaratılmasının ne denli kusursuz olduğunu daha iyi anlamaktadır. Allah’ın yaratma gücü, evrendeki her şeyde olduğu gibi insan vücudunda da kendini gösterir. İnsan vücudundaki her bir sistem, Allah’ın hikmetinin bir parçasıdır ve bu sistemlerin işleyişi, insanı kendi yaratıcısına daha yakın bir şekilde anlamamıza yardımcı olur.
**
