ÇOCUKKEN GÖRDÜĞÜM RÜYALARA BENZİYORDU
İkiye ayrılmış ama kalın bir çiviyle birleştirilmişti kırmızı kürekleri
Mavi boyaları dökülmüş yekesi dalgalara inatla karşı geldi
Yönünü kendi belirledi,
karadenizin o hırçın dalgalarına rüzgarları yararak giden
bir yelkenli edasıyla yanıt verdi
Yunuslarla yarışında hep geride kaldı,
belki hep boyun eğdi pancar motorlu takalara,
ama hiç bir zaman yarıyolda
bırakmadı,ekmeğini çıkarmasına
engel olmadı sahibinin
Her sabah ezan okunmadan güneşin kendisini
göremediği
sadece ışıklarını hissettiği saatte çıktı yola
Taze yağlanmış filikaların üstünden kaymak gibi kaydığını gördü
Bağırarak onu denize indiren balıkçıların ellerini hissetti üzerinde
Pusulası yada yönünü belirleyebileceği hiç birşeyi yoktu,
balık neredeyse oda oradaydı diğer
teknelerin aldığı balığın
belkide yarısını alıyordu
Yeri geldi martı sıçtı yeri geldi kaya çarptı ama küsmedi denize
İnatla verdi göğsünü sonunu bilmediği
ufuğun çizgisine...