"Yarınki gazetede ne yazıyorsa, bugünkü gazetede de aşağı yukarı aynısı yazıyordur." — Mark Twain (Kurgusal)"

Hiçe Sayıyor

Saçlarımı döktüm..Tel tel..Ve mi telinden şarkı çaldım yokluğa..Kimseler yoktular.. Beni çok da güzel alkışladılar.. Sessizlik..Boşluk..Yokluk..

yazı resim

Sonbahar yaprağı gibi titrek,soluk ve perişanım...Zeki Müren'li şarkılar dinliyorum bu gece.. Gökyüzünden karaları çalıp,bağladım...

Of ki ne of.. Çekmekle bitmiyor..Hüzün ateşi içimde yanıyor...

Saçlarımı döktüm..Tel tel..Ve mi telinden şarkı çaldım yokluğa..Kimseler yoktular..

Beni çok da güzel alkışladılar.. Sessizlik..Boşluk..Yokluk..

İçine etmek istiyorum şu zamanın! İçine etsem ayıp sayılır mı ?

Çok kızarlar mı... Suçlu sayıp beni bu dünyadan atarlar mı ?

Uykumu getiriyor,uyutmaya çalışıyor...Beni ucuz oyunlarına alet ediyor..

Zatan hayatım dağınık... Birşey anladığım yok!

Bir de...

Bir zamanlar dağınık saçlarım vardı.. Artık yok..

Yani

aslında zaman..

seni de,beni de,onu da.. !

Hiçe sayıyor!

hiçe sayıyor!

hiçe sayıyor!

...

KİTAP İZLERİ

Tutunamayanlar

Oğuz Atay

Tutunamayanların Edebi Ayaklanışı Oğuz Atay'ın anıtsal eseri "Tutunamayanlar", 1972'de yayımlandığında Türk romanında bir deprem etkisi yaratmıştı. Yarım asır sonra bile, bu sarsıntının artçıları edebiyat dünyasında
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön