"Yazmak, aslında ölmek için bir bahanedir; okumak ise bu bahaneyi ertelemenin en zarif yoludur." - Umberto Eco"

Hoşça Kal Sevdiğim...

Soğuk bir "HOŞÇA KAL" ardında kalan, "GÜLE GÜLE" denmeyişin çığlıkları...

yazı resim

Mevsimin en kavurucu zamanları. Benimse buz tuttu her yanım. Soğukluğunu hissettim yalnızlığın. İçimi kapladı birden buz gibi bir esinti. Bir damla yaş süzüldü gözlerimden, boğazımdaki düğüm çözüldü, açıldı kapıları hüznün.

Bir zaman tüneli içinde bulunduğum. Tebessümleriyle, aşka dair sözleriyle, özlemleriyle, üzüntüleriyle, kırgınlıklarıyla... Soğuk bir "HOŞÇA KAL" ardında kalan, "GÜLE GÜLE" denmeyişin çığlıklarıyla...

Mutluluğa açılan kapıların, huzurun belkide tek adresi... Ürkek adımlar, küçük, sessiz... Biliyorum ne olduğunu, kim olduğunu, nerede olduğunu, bilinmezliğin gölgesinde kalsada bildiklerin.

"SENİ SEVİYORUM" derken mişli geçmişlere sığınan cümleler... Şimdiki zamanla geçmiş zamanı bir arada yaşarken, aslolanı asla bilemeyecek kadar sağır kulaklar, kör gözler, hissiz yürekler...

Donuk bakışlar, gitmeye, bitmeye hazır yürekler, "AŞK" lar tükenmeye yüz tutmuş...

Dilde kalan birkaç kelime, asla bilinmeyecek, asla söylenmeyecek...

07.08.2008 (03.09)
Dilek Şengel

KİTAP İZLERİ

Eşekli Kütüphaneci

Fakir Baykurt

Fakir Baykurt’un Vasiyeti: Kapadokya’da Bir Umut Destanı Bir yazarın son eseri, genellikle edebi bir vasiyetname niteliği taşır; kelimelerin ardında bir ömrün birikimi, son bir mesaj
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön