"“Yazmak, kelimelerle aşk yaşamak gibidir; bazen baştan çıkarır, bazen de sadece kahve aldırır.” – Virginia Woolf"

İnsan Vücudunun Anne Karnındaki Gelişimi: Bir İlahi Yaratılışın Mucizesi

Anne karnındaki gelişim, Allah'ın yarattığı en büyük mucizelerden biridir. Her hücrenin bilinçli hareketiyle, tıpkı bir inşaat gibi adım adım ilerleyen bu kusursuz süreç, insan eliyle değil, ilahi bir planla gerçekleşir. Vücudun bu mükemmel düzeni, Allah'ın sonsuz kudretinin ve bilgeliğinin en açık göstergelerindendir.

yazı resim

**İnsan vücudunun anne karnındaki gelişimi insanın yaratılışındaki en büyük mucizelerden biridir. Bu süreç her yönüyle bir inşaatın adım adım ilerlemesi gibi dikkatli bir plan ve tasarım gerektirir. Ancak bu süreç herhangi bir insan mühendisinin veya mimarının çizdiği plana dayanmaz. Aksine bu düzen her biri belirli bir işlevi olan hücrelerin uyumlu ve bilinçli hareketleriyle gerçekleşir. Bütün bu karmaşık süreçlerin arkasında yatan güç ise yüce Allah’tır. İnsan vücudundaki bu kusursuz düzen Allah’ın kudretinin ve ilminin bir yansımasıdır. İnsan vücudunun anne karnındaki gelişimi tıpkı bir binanın inşasında olduğu gibi adım adım ilerleyen bir plan doğrultusunda gerçekleşir. Ancak bu plan bildiğimiz inşaat planlarından çok daha kapsamlıdır. Her bir hücre vücudun hangi kısmını ne zaman, nasıl yapacağına dair bir bilgiye sahiptir. Bu sürecin her aşaması herhangi bir dış müdahale olmaksızın Allah’ın takdiriyle gerçekleşir. İnsanın yaratılmasındaki her aşama bir planın parçasıdır. İnsan vücudunun elektrik tesisatını oluşturan sinir hücreleri (nöronlar) beynin komutlarıyla tüm vücuda yayılır. Her nöronun doğru noktaya yönelmesi sinir sisteminin doğru bir şekilde inşa edilmesi gerektiği anlamına gelir. Sinir liflerinin oluşumu ve beynin fonksiyonlarının organize edilmesi son derece detaylı ve mükemmel bir planı gerektirir. Ancak bu planın ne bir mimarı ne de bir inşaat mühendisi vardır çünkü bu düzen Allah’ın kudretiyle gerçekleşir. Kur'an-ı Kerim’de insanın yaratılışından çok net bir şekilde bahsedilmektedir. Allah insanı bir damla meniden yarattıktan sonra onu bir alak (embriyo) haline getirip bir düzen içinde biçim verir. Bu süreç Kıyamet Suresi'nde şöyle anlatılmaktadır: >"İnsan, başıboş bırakılacağını mı sanıyor? Kendisi spermden dökülen meniden değil miydi? Sonra embriyo oldu. Onu yarattı ve ona şekil verdi. Ondan iki çifti erkeği ve dişiyi oluşturdu." (Kıyamet Suresi, 36-39) Anne karnındaki embriyo hücrelerin bölünmesiyle hızla gelişmeye başlar. Her bir hücre, vücudun farklı bir bölümünü oluşturacak şekilde görevini yerine getirir. Vücutta sinir hücreleri, göz hücreleri, kas hücreleri, sindirim sistemi hücreleri gibi birbirinden farklı görevleri olan hücreler, mükemmel bir uyum içinde işlev görür. Embriyonun gelişiminde ilk belirginleşen yapı merkezi sinir sistemidir. Üçüncü haftada, embriyo üzerinde sinir sistemi için bir tüp oluşur. Bu, beynin ve omuriliğin temelini atar. Kısa süre sonra, gözleri oluşturacak olan yapılar gelişmeye başlar. Yirmi sekizinci günde beyin kabuğu (korteks) belirginleşmeye başlar. Beyin, doğumdan sonra hızla büyür ve insanın yaşamı boyunca devam eden gelişim sürecinin temelini oluşturur. Kur'an'da insanın yaratılışı ve gelişimiyle ilgili birçok ayet bulunmaktadır. Bu ayetler, insanın anne karnındaki gelişimini Allah’ın kudretiyle gerçekleştirilen bir mucize olarak anlatmaktadır: >"Sizi bir tek nefisten yarattı. Sonra ondan eşini meydana getirdi. Ve sizin için evcil hayvanlardan sekiz çift indirdi. Ve sizi annelerinizin karınlarında üç karanlık içinde yaratılıştan sonra bir yaratılış ile yaratıyor. İşte Rabbiniz Allah budur. Mülk O'nundur. O'nun dışında tanrı yoktur. Nasıl çevriliyorsunuz?" (Zümer Suresi, 6) İnsan vücudunun gelişimi esnasında, nöronlar gibi özel hücreler belirli bir yönü takip ederek hedeflerine ulaşmak için göç ederler. Bu hücrelerin bu kadar karmaşık bir şekilde hareket etmeleri, onların bilinçli hareket ettiklerini gösterir. Bir hücrenin yol alması, doğru yolu bulması ve amacına ulaşması, tesadüfi bir olay olamaz. Bu süreci yöneten bir akıl, bir plan ve bir irade vardır; işte bu irade, her şeyin yaratıcısı olan Allah’a aittir. Beyindeki hücreler arasında bazıları, gliyal hücrelere dönüşerek nöronların etrafında koruyucu bir yağ tabakası oluşturur. Bu hücreler, beyin ve omurilikteki hasarları onarır, toksik maddeleri temizler ve nöronların sağlıklı çalışmasını sağlar. Hücrelerin bu kadar hassas ve düzenli bir işlevi yerine getirmeleri, onları belirli bir plana göre hareket ettiren bir iradenin varlığını gösterir. Anne karnındaki bu mucizevi gelişim, Allah’ın kudretiyle gerçekleşen olağanüstü bir yaratılıştır. Hücrelerin görevlerini yerine getirmeleri, vücudun her bölümünün doğru zamanda doğru şekilde oluşması, insanın yaratılışındaki mükemmelliği gösterir. Hücrelerin her birinin görevini bilmesi, doğru zamanda doğru yeri işgal etmesi ve vücudun her noktasında gerekli işlevi yerine getirmesi, elbette ki tesadüfi bir gelişim değildir. Kur'an-ı Kerim, insanın yaratılışındaki bu mükemmel düzeni defalarca vurgulamaktadır. İnsanın yaratılışı, Allah’ın bilgisi, kudreti ve yaratması ile gerçekleşen bir mucizedir. Allah, her şeyin yaratıcısı ve her şeyin en güzel düzenini kurandır. İnsanın anne karnındaki gelişimi de bunun en bariz örneğidir. >"Şüphesiz biz, her şeyi bir ölçüye göre yarattık." (Kamer Suresi, 49) Bu ayet, her şeyin bir ölçüye ve düzene göre yaratıldığını, insan vücudunun gelişiminin de kusursuz bir plan doğrultusunda ilerlediğini açıkça belirtmektedir. İnsan vücudunun anne karnındaki gelişimi, her aşamasıyla büyük bir mucizedir. Her bir hücre, bir plan doğrultusunda hareket eder ve görevini yerine getirir. Bu mükemmel düzen, Allah’ın kudreti ve yaratmasının bir yansımasıdır. İnsanın yaratılışındaki bu olağanüstü plan ve düzen, tesadüflerin veya rastlantıların bir ürünü olamaz. Tüm bu karmaşık süreçler, Allah’ın yüce ilmi ve kudretiyle gerçekleştirilir. İnsan, yaratılışında Allah’ın iradesiyle şekillenir ve her aşama, Allah’ın kudretinin bir göstergesidir.
**

Yorumlar

Başa Dön