bir martı boğuldu
zevkin doruklarında
çığlıkların düetinde düştü
o engin derinliklere bir döl
yüzdü sevginin sularında uzunca
ve açtı gözlerini temmuz sıcağına
bir bahar tomurcuğu kadar savunmasız
hoş geldin öpücükleri gümüşledi
süt kokulu tenini
adı okundu kulağına üç kez
ezan şahadetiyle
ve kucakladı Bahane hanım
adalı kızı
mekik mekik oyalandı yazgısı
ipek tenine özenle
her ilmeğe dilekler serpiştirilerek
kutsandı varlığı
her yeni gün
güneş öptü
rüzgar okşadı tenini
renklendi
gülümsedi
gülümsetti
kök salarken toprağa
düşerken takvim yaprakları tek tek
bir sonrakine astı zamanı
ceylan susuzluğuyla
deniz onu o denizi öptükçe
ergen düşlerine tutundu
sardalye pulları
yakamozlar ışıldadı
yosun gözlerinde
mehtaplı gecelerde
ayın çengeline oturup
ilk aşkın kanat çırpmalarına
yazdı şiirlerini
ve yıldız yıldız
astı gökyüzüne
bazen lodosun efkarını yudumladı
bazense poyrazın ongunluğu
mahzen yalnızlığı içmiş şişelerden
ama
her kadehi sevgiye kaldırdı
kana kana içerken dalgaları
ve yaşanmışlığı kırk dördü gösterdiğinde
bağdaş kurup hayatın tam ortasına
bir kavak gibi
uzattı başını göğe
en keskin bakışlarıyla
köreltti ölümün tüm bıçaklarını
sonra
bir dilek tuttu
üflerken yılı geriye
sevgiyi
sevmeyi
unutturma bana tanrım
ve unuttuğum gün
bir yıl daha üflemesin nefesim.
iyi ki doğdun adalı kız
iyi ki doğdun
sevdiklerinle nice mutlu senelere.
Figen Yarar
05/TEMMUZ/2006
Kendine hediyesi çok mutlu ediyor , vermek ve almanın keyfini yaşıyor insan :))