Çok güzel konulmuş bir ad. Türkçe'nin dahice kelimelerinden. Ama kafamın tasını attıran en birinci kavramlardan da biri.
Gecekondu demek, hukuksuzluk demek. Gecekondu demek adaletin de mülkün de çalışmanın da... hepsinin köküne kibrit suyu demek.
Kafasına göre bir insanın ya da bir ailenin bir yeri çevrelemesi, oraya bir binayı hiçbir kural ve kaideye tabi olmadan, hatta başlangıçta insanca yaşama şartlarına bile uymadan konduruvernmesi ne demektir?
Buna göz yumanlar, bunu yapanlardan kat be kat fazla suçludur. Bu göz yummanın bir daha yapılmayacak şekilde engellenmesi gerekir.
Naçizane bir öneri:
Tapu hakkı kazanmışlar konusunda yapılabilecek bir şey yok. Onlar rahat edip oturabiliyorlarsa, devlet malından, yani tüyü bitmemiş yetimin hakkından çaldıkları toprağın üzerinde otursunlar.
Kazanmamış olanlar için, en az 20 senedir orada oturmuş olanlara bir kerelik bir hak verin, 3 ay içinde atanan ve lüks bir yerde olmayan bir sosyal konuta taşınsın, orası onun olsun. 3 ay sonra, tüm gecekondu mahallesini yıkın, imarını ayarlayın, İstanbul'a ya da ilgili şehre yakışır konutlar yapın ve devlet olarak satın. Hem o bölgeler insanca yaşanır yerler haline gelsinler, hem de devlet kaybettiği varlığını kendine döndürmüş olsun.
Deniz manzaralı 30 yıldır oturduğu gecekonduya bina dikip deniz manzaralı 6-7 daire sahibi olmanın hayalini kuranların hayalini bir an önce bozmak lazım. Kurdukça buna gerçekten hakları olduğunu düşünüyorlar.