Kendimi Aptal Gibi Hissediyorum

Ülkenin sonu lokuma dönmesin de sonra…O zaman ne yememiz gerektiğini hep beraber biliyor oluruz zaten.

yazı resim

Şimdi biz tam olarak ne yapıyoruz bu PKK’yı durdurmak için? İcazet alamadık, onu anladım. Tırnaklarımızı çıkaracak cesaretimiz de yok, askerler salındı ama neden kaçırıldılar, kim kaçırdı, gerçekten PKK’mı kaçırdı yoksa Amerika bizi az biraz oyalamak için mi bu oyunu çevirdi daha belli değil.

Onu da geçtim, bir tezkere geçirildi, sonucunda hareket edilmedi. Hala savaşmamak, hala hakkımız olanı almamak için korkakça tavırlar sergiliyoruz millet olarak. Bizim sokağa çıktığımız yok, baş kaldırdığımız yok, hükümet zaten bizim değil, ecnebinin yönetimi, onlardan bir hareket beklemek doğru değil, öyle bakıyoruz yani olanlara. DTP ağzına geleni söylüyor, açıkça taraflarını belli ediyorlar, biz güya kalabalık olarak hiçbir tepki vermiyoruz bu insanlara.

Hoş tepki verince de en saçmasını veren milletinizdir ya. Kalkıp Yılmaz Erdoğan’ı kürt diye yuhalamak yerine, bölücülerle uğraşmalıyız. Her kürt illa kötü, illa bize düşman mıdır ki siz bu ülkeye bunca yenilik ve espri getiren adamı yuhalıyorsunuz? Nerde, ne tepki vereceğini bilmeyen insanlarız işte. Başbakanımız, süper bakan bir insan, eh balık baştan kokarmış derler ya, buyurun örneği de biziz. Ülke elden gidiyor, Başbakanımız medya ile uğraşıyor. Cumhurbaşkanımız bardak seçmeye gitti, biz de el oyası yapalım bari kulaklarımızı, gözlerimizi başka konulara yönlendirerek.

Açıklamalar, yazılanlar, söylenenler kendimi aptal gibi hissettiriyor. Ortada bir sorun var ama herkes etrafında dolaşıyor, kimse özüne inmeye niyetli değil. Rakı sofrasında memleket kurtaran milletin önderleri de meclisi ve komisyonları böyle yönetir oldu.

O zaman benden herkese bir duble rakı, yanına da haydari. Ama Türk haydarisi.

Bu arada önemsemeseniz de Türk lokumu artık bizim değil. Rum lokumu oldu, Zeytin ve zeytinyağı hatta rakı bile Rum malı olmuştu, şimdi de Turkish Delight’tan olduk. Artık lokum satışı, üretimi için Rumlardan izin almak zorundayız. Elimizdekini koruyamama konusunda dünyada bence 1 numarayız. İlk biz icat ederiz ama korumayı bilmediğimiz için her şeyimiz anında çalınır veya sahiplenilir. Laleler nasıl gitmişti Osmanlı’da? Aynısı işte, lokum da gitti. Ağzımızın tadı kaçmış zaten, sen hala lokumdan bahsediyorsun diyenleri anlayabiliyorum ama, ağzımızı tatlandıracak lezzet de gitti, şimdi ne yiyeceğiz?

Bizim ne yememiz gerektiğini söyleyenlere olur mu diyeceğiz top yek ün? Yoksa kendi bildiğimiz tariflerle mi soframızı donatacağız? Maruz kalarak mı yaşamaya devam edeceğiz, kuralları kendimiz mi koyacağız? Bizde Arjantin olacak cesaret var mı? Yerim IMF’yi, yerim Amerika’yı, bu vatanı benim dedem kanıyla korudu, sen kimsin ki yeşil dolarlarla elimden alacaksın mı diyeceğiz?

Ülkenin sonu lokuma dönmesin de sonra…O zaman ne yememiz gerektiğini hep beraber biliyor oluruz zaten.

Yorumlar

Başa Dön