Bir gece vakti çıplak ayaklarımla yürüyorum zifiri karanlıkta, canım acıyor ayaklarıma ne olduğunu bilmediğim şeyler batıyor.İçimden birşeylerin süzüldüğünü hissediyorum.Eğilip bakıyorum kan kaplıyor heryeri, düşerim sanıyorum ve yürüyemiyorum korkudan. Korkuyorum çünkü geri kalkamamak ürkütüyor beni boğuk sesler duyuyorum boş sokaklarda, bir gölge beni takip ediyor sanki; ürküyorum herşeyden önüme kedi yavruları çıkıyor, onların bile bana zarar verebileceğini sanıyorum. Küçük çığlıklar atıyorum, koşmaya başlıyorum sonra bir gölge benimle birlikte koşuyor o koştukça ben hızlanıyorum, bağırıyorum ağız dolusunca. Ortalarda kimse yok hiçkimseye sesimi duyuramıyorum.Duyuramadıkça daha çok bağırıyorum. Koşacak dermanım kalmadı artık koşamıyorum.Bağırmaya çalışıyorum ses yok, nefes yok. Ayağım takılıyor yere düşüyorum.Bu hırçın gecenin ortasında tek başımayım.Ağlamaya başlıyorum sokak ortasında. Yalnızlık cirit atıyor ses yankılanıyor bu soğuk yerde.Kendime gelmeye çalışıyorum kafamı kaldırıyorum bir ezan sesi duyuluyor gözlerimi açıyorum bu sabah ezanıydı.ALLAH'ım sana şükürler olsun diyorum.Bu bir kabustu.

KİTAP İZLERİ
Dert Dinleme Uzmanı
Adalet Ağaoğlu
Adalet Ağaoğlu’nun ‘Dert Dinleme Uzmanı’: Toplumsal Bir Stetoskop Türk edebiyatının büyük ustalarından Adalet Ağaoğlu, uzun bir aradan sonra, yankıları bugün dahi süren "Dar Zamanlar" serisine
İncelemeyi Oku