Bu aralar epey birikmiş olan "okunacak kitaplarla" uğraşıyorum. Okumaya bendeniz çok geç başladım. Öğretmenlerimiz bize kitap sevgisini pek iyi aşılayamadı doğrusu. Bunda günah biraz bize aitse daha çok da ailelere ve okula, öğretmenlere ait. Hemen erkekçe biçimde bütün suçu üzerimden atıp nasıl da paylaştırdım değil mi? Muhahaha.. Şaka bir yana Türk Milli Eğitim sistemi diye olmayan fantastik bir şeyden söz etmekte iken başkasını suçlamaya gerek yok. Bu ülkede hala nasıl vatana millete hayırlı insanlar yetişiyor hayret ediyorum. Sistem tam bir insan kıyma makinesi. Bu sistemden sadece koyun ve iblis çıkıyor ya da sistem seni çğneyip tükürüyor... Özgür insan olarak, düşünen aklı başında birey olarak bu sistemden çıkmak o kadar zor ki..
Neyse..
Elimde birikmiş kitaplardan bir tanesi de sevgili Ömer Faruk Hüsmüllü'nün Mağaranın Kamburu isimli 133 sayfalık eseri. Eser karşılıklı konuşmalar şeklinde gelişen yapısıyla özellikle ilk başta beni zorladı. Benim gibi aksiyon-macera, kılıç ve büyü okuru bir vatandaş için ilk otuz sayfa bir mücadeleydi. Bunda Ömer Bey'in Kamburu'nun bir silahın mermileri gibi arka arkaya sıktığı özlü sözlerin kabahati büyük. Otomatik tüfekten mermi gibi yağan sözler ilk başlarda beni zorladı ama sonradan hem kitap yoluna oturdu hem de ben. Kitap o noktadan sonra rahatladı ve konuşmalar ilerleyip iki adam daha iyi tanışıp garip bir "sohbet" gelişince... Aslında sohbet demek doğru değil ya.. neyse..
Velhasıl, kitap ilk başlarda sizi zorlayabilir ama kırılma noktasını aştıktan sonra sayfalar akmaya başlıyor ve işin sonu nerelere gidecek diye merakla okumaya başlıyorsunuz.Satırlada insan doğasının çirkinliğiyle güzelliğini iç içe bulabiliyorsunuz. Hem insan olmaktan cidden utanıyorsunuz hem de hala umut olduğunu ve içimizde saklı bir şeylerin en kötü anlarda bile hala orada olduğunu görüyorsunuz. Ve bazılarının ne olursa olsun asla onu seçmeyeceğine dair inancınızın sağlamlaştığı satırlar da az değil. Sanırım iyi ile kötü hepimizin içinde var ve asıl sorun bizim hangisini seçip, hangisini besleyip büyüteceğimiz.
Ömer Bey'in bu eserini tavsiye ediyorum. Okuyun anacığım.