Sürekli başkalarının kazandığını hesaplayan, fakat yaptığı fedakarlıkları, kendisinden verdiklerini ise görmezden gelen bir toplumuz.
Bu gün 24 Kasım öğretmenler günü. Her sene olduğu gibi; yine öğretmelere abartılı övgüler düzülecek.
Halbuki senenin diğer günlerinde; önce elimizi yumruk yapıp, sonra da parmaklarımızı tek tek açarak, öğretmenin okulda geçen zamanını hesaplayacak, ders öncesi yapması gereken ön hazırlığı, veya sınav sonrası bütün gece evinde sınav kağıdı okuması gerektiğini düşünmeyeceğiz.
Öğretmenlerin çocuklarımıza iyi eğitim verebilmesi, ancak ve ancak araştırıp incelemesi, sürekli kendisini geliştirmesiyle mümkündür. Bunun ise hem zaman hem de maddi bir külfet gerektirdiğini görmeyecek, görmek istemeyeceğiz.
____________
Sadece öğretmenlere karşı değil bu ön yargımız. Her meslek mensubuna kıskanarak bakıyor, her birinin hayattan aldıklarını ince ince hesaplayıp, verdiklerini ise ısrarla görmezden geliyoruz.
Oysa güzel bir dünya başkalarının kazandığını hesaplamayı bırakıp, bu bozuk düzene karşı, hep beraber ayağa kalktığımız gün kurulacak.
Bu gün 24 Kasım öğretmenler günü. Öğretmenler meydanlarda biber gazı yutup, polis copu yiyerek, zıvanadan çıkmış bir düzene karşı direniyor.
Hayır, öğretmenler için üzülesiniz diye söylemiyorum bunları. Aksine, tüm bunlar gerçektende gerekli. Çünkü aslında onlar, çocuklarımıza en önemli dersi; zulme karşı direnmeyi öğretiyor.
Çünkü yükselen yeni nesil, gerçekten de onların eseri olacak...
____________
Mustafa Yener
24 Kasım 2013, İstanbul