orman güllerini öğretmiştin bana
kimi mor kimi sarı
mutkaka bir anlamı olmalı demiştin
orman serinliğinde buluşmamızın
sahi ne işim vardı benim orada
çarçabuk saksıya dönmeliydim
ben öyle taştan buluttan su içemezdim
karanlıktan korkardım
el sürülmezse gülemezdim
ya balkonda olmalıydım
ya pencere pervazında
orman güllerini öğretmiştin bana
dönemedim bir daha kendime
ve kentime
yitip gittim mor ve sarı kokular içinde
korku mu dedin
karanlık mı