Evet, birkaç hilem var.
Ama esas hilem;
Sabahları çıplak elle sağmak ineği,
Ö(ğ)lene kadar çalışmak masanın başında,
Saat 9 dan önce pijamalarınla hazır olmak yatakta,
Ki uykunda seni öldürecek duygulara sorabilesin;
-Nasıl mutlu olunur bu hayatta...?
Bu doğadışı, kış gününde
-Hava kararttığında, içini ne aydınlatır…?
İçine kadar sızan; kar fırtınası! sokaklar kupkuru gözükse de.
-Gerçekliğin olasılığı nedir...?
Dokunulmamış olmayı diliyorsun
-Başka biri daha var mı anlayan …?
İçki, sigara ve yanlış aşklar tarafından.
-Aynada ki bu yüz kimin…?
Belki de kartpostallarda görmekte yeter huzuru
-Karanlık hangi hızla çöker…?
Ölü veya diri,
Kullanılmış kitaplar
yada kullanılmış insanlardaki gibi.
Evet sanırım, birkaç hilem var.
Kadıköy de, bir dairede;
Tüm ışıkları kapatıp
Kendinle konuşuyorsun
-Depresif nevroz…?
Zoloft, Paxil, Prozac
-Katatonik şizofreni…?
Valium, Xanax, Klonopin
Ve sessizce uyuyorsun…
