"Yazarın özgürlüğü, yazdıklarının okurun aklını karıştırma özgürlüğüdür. Yoksa niye yazsın ki?" – Terry Pratchett"

Sanatçılar ve Ölümlüler

Zeus' a şükürler olsun ki , Onlar biz ölümlüleri hoşgörmeyi çoktan öğrendiler....

yazı resim

Ahmet Altan son deneme kitabında yer verdiği " Ben bayağı birisiyim ama yazdıklarım öyle değil" , ve daha önce Geceyarısı şarkıları isimli deneme kitabında yer alan "Bir insan yaratmak " adlı yazılarında aslında ortak bir noktaya değiniyor : Bizlerin insanları oldukları gibi kabul etmediğimize...

Hayat içerisinde insanları kendi kriterlerimize göre şekillendirmeye çalışıyoruz bizler...Sadece o çeperin içinde olduklarında onları sevebileceğimizi düşünüyoruz. Düzen insanı olmaya çabalıyor ve hayatımızdaki insanların da öyle olmalarını bekliyoruz.

Biz ölümlüler , sanatçılardan , kalıcı olanı yaratanlardan daha farklıyız. Ölümlüleri düzen içerisinde yaşamaya zorladığınızda bir yerden sonra başarılı olabilirsiniz. Karşılıklı çıkarlar sizlere yardım eder. Fakat iş bir sanatçı ile uğraşmaya geldiğinde , yapabilirliklerimiz azalır. Çünkü sanatçının amacı sizde veya toplumda bir pay elde etmek değildir. O yaptığı sanattan medet umar. Kendini ifade ettiği tarzı her ne ise , ondan bir beklentisi vardır. Bizler bu oyunda sadece birer piyonuzdur. Hatta birer malzemeyizdir. Elle tutulur , gözle görülür olmanız , hisleriniz , kırılganlıklarınız , varınıza dair herşey , Onlar için sanal bir dünyanın küçük zerreleridir. Siz nasıl isterseniz öyle yaşamalı , Onlar da bu yaşam tarzını gözlemlemeli ve kendi tarzları içinde bunu sanatlarına yansıtmalı ve hayatlarını değiştirmeden yaşamaya devam etmelidirler. Türkçesi ucundan tadına bakarlar hayatlarımızın , hayatlarınızın...

Ahmet Altan gerçekten çok güzel bir noktaya değinmiş ; bizler sanatçıları kendi düzenimizin kuralları içinde olmaya zorluyoruz. Bu yaratıcı bir ruhu , ortaya çıkmaması için mahkum etmek gibi birşeydir...

Sanatçıların yaşadıkları herşey biz ölümlülerden farklı bir boyuttadır aslında. Bizler küçük beyinlerimizle , onlara kahramanlıklar verip , hata yaptıklarında Onları suçluyoruz.. Onların bizler kadar sentetik kaygıları yok anlayamıyoruz. Bir dönem aynı hataya düşmüş bir ölümlü olarak , bu yazıları okuyuncaya kadar yaptığım yanlışlığın büyüklüğünün farkında değildim. Bizler düzen içinde yer almak için zaaflarımızı yok etmeye çabalarken , Onlar aslında o büyük , derin zaafları , karanlıkları hataları olmadan bugün geldikleri yerlere gelemezlerdi bizler bunların farkında değiliz.

Bir sanatçıya uzaktan hayran olmak , ve O'nun günlük yaşantısına girdikten sonra hayal kırıklığına uğramak. Bu Onların bizler gibi yaşadıklarını düşündüğümüz için yaşadığımız bir buhran. Bizler ayakta kalmak için hayatla savaşmamız ve hep kazanan olmamız gerektiğine inanırken ; belki de Onlar zayıf ve hayatla savaşmaktan korktukları için sanatlarında başarılılar.

Geçen zamanın birinde sanatına çok saygı duyduğum eski bir dosta :

--" Sen benim kahramanımsın ! " demiştim.

Böbürlenip bana nasl kahraman olduğunu , bu aşamaya nasıl geldiğini anlatmasını beklerken bir dizi cümle ile karşılaştım :

--" Kahramanlar da ağlar , ama ben hiçbir zaman kahraman olacak kadar hayatla savaşma gücüne sahip olmadım . Benim harcım değil. Ben hep sonu kötü biten filmleri sevdim."

Bu sözleri ilk duyduğumda hayalkırıklığına uğramıştım ; hatta haddimi aşarak sinirlenmiştim. Bu gün bu hatamı daha iyi anlıyorum. O kahraman olsaydı , bugün ortaya çıkardığı eserlere ulaşamayabilirdik. O , kaybedilmiş duyguları , yitirilmiş aşkları , sonu kötü biten filmleri sevip öyle yaşamasaydı , benim O' nu sevmek için nedenim olmayacaktı. Çünkü onu sevme nedenim yarattıklarıydı.

Bizler kendi dünyalarımızda , kendi kurallarımızla asla ortaya çıkaramayacağımız eserlerin yaratıcılarını sorgularken , Zeus' a şükürler olsun ki , Onlar biz ölümlüleri hoşgörmeyi çoktan öğrendiler....

KİTAP İZLERİ

Engereğin Gözü

Zülfü Livaneli

İktidarın Göz Kamaştıran Işığı ve Bir Hadımın Gözünden Saray Zülfü Livaneli’nin, okurunu XVII. yüzyıl Topkapı Sarayı'nın loş ve entrika dolu koridorlarına davet eden romanı "Engereğin
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön