Bu üstümüze yağan katran mı? Kir mi insan denen bu azgın canavarın bedeninden taşan? Kâbus mu üstümüze beklenmedik biçimde çöken çocuk ölümleri? Kaç çocuk, kaç gazap, kaç ıstırap yüreğimizde gedikler açmaya devam edecek bir öncekini daha kapatamadan. Biz kimiz? Çevremizde kimler var? Kimler içimizi acıların atıldığı çöplüğe çevirdi?
Önce Eylül, Leyla şimdi de bu... Vicdan ve ahlakını yitiren yaratıklardan toplumun alabileceği acı ve bunalımdan daha başka ne olabilir.
Yıllar boyu bu katliamları yapanları neden dize getiremiyoruz? Bu katilleri kimler, nasıl ve niçin destekliyorlar? Neden her işmar edene yöneticiler açılıp kapanan yollarla geleceğimizin suyunu çıkarıyorlar? Bu ne kadar sürecek? Yeni açılıp kapanmalar olacak mı?
Acaba bu açılıp kapanma tezgâhını da fetö denilen pezevenkler mi yaptı ya da onlara mı yaptırıldı?
Bütün ıstırapları, kötülükleri, vakitsiz gelen / getirilen ölümleri denize dökmek geliyor içimden. Ancak birincisi gücümün ötesinde bir arzu bu. İkincisi de hem denize, hem balıklara yazık olması düşüncesi. Bunca kiri nasıl kaldırsın şu küçücük deniz.
Ey yöneticiler yaptığınız yanlışlıkları görün, görmezlikten gelmeyin. Aldatmayın hiç kimseyi ve aldanmayın hiç kimse tarafından. Hak yemekten çok da korkar görünmüyorsunuz, ama yine de korkun, derim; karşısına çıkacağınız Osman Aktaş olmayacak. Orada inkâr yok, hile yok, yalan yok, adam kayırma yok, sizi destekleyecek halk yok. Orada bugün olmasını istediğimiz, ama bir türlü göremediğimiz adalet var. Bu alçaklara hangi şekilde ve hangi sebeple ödün verirseniz bilin ki, iki elim hakkın huzurunda yakanızda olacak.
Kendinizi, eğer varsa vicdanınızı bir gece yatmadan önce sorgulamanızı öneriyorum. Bilin ki, bugün vicdan sahibi olmayanlar rahat uyuyabilirler, ama Hakk'ın önünde vicdanları olmasa da, rahat etmeyeceklerinden haberdar olmalılar.
Rahmetli Ali Şeriati'nin dediğini ben de sizler için aynen yineliyorum: "Ben sizleri rahatsız etmeye geldim". Silahım bu metinler, mühimmatım da kelimeler... Aslında benden önce Cenabı Hakk zaten söylemişti, ama kiminiz buna kulak vermediniz, kiminiz açıp bakmadınız, kiminiz de görmezden geldiniz.
Allah, sizi nasıl olsa, iki âlemin birinde ıslah edecek. Maksat bu âlemde ıslah olup, insanın insana yapması gerekeni yapmasına kolaylık sağlamanız ve sizlerinde yapması, insanın insana yapmaması gereken şeyleri de yatırmamanız ve sizlerin de yapmaması...
Umulur ki, yaşananlardan bir nebze de olsa, ders alıp, hem kendinizi, hem de toplumsal yanlışları düzeltme yolunda kararlı ve doğru adımları atarsınız.
Geleceğimiz aydın ola... sürç-i lisan eyledikse (ki, eylemedik, yalnızca doğruları söyledik) affola...
1 Ağustos 18
Gölcük