Büyümüş gözbebeğimin odaları dehşetti. Aniden rüzgâr esti ve saçlarım dalgalandı. Denizin derinliklerinden gelen kum taneleri tenimi kapladı. Ruhumda fırtınalar kopmaya başladı.Delirmiştim...
Alabildiğine rüzgâra doğru bağırmaya başladım...
Lan Gesualdonun piç parmakları daha hızlı vur tuşlara, piyanonun tuşlarına, onu öldürmeden yaşayamam
Sevgilimi seviyordum. Aynı zamanda onu öldürmek istiyordum. Ölürken gözbebeklerim daha çok büyüyecek ve zevkten dört köşe olacaktım. Kılıcı çekmiştim bir kere. Onu suya atıp öldürecektim.
Birçok insandan farklıydı. Bunun farkındaydım. Büyü dolunayda değildi. Büyü benim gözlerimden akan irisin lacivert rengiydi. Fark ediyordu gecenin gölgelerini
Daha çok bağırdım rüzgâra daha çok bağırdım
Lan sen bana aitsin.Tenimi, ruhumu ısıtıyorsun.Aniden kaybolmaların canımı sıkıyor. Çek kılıcını geç karşıma,her yanımı çiz kopar başımı ki sabahlar olmasın beynimin odalarında.Çürüsün tenim, ay ışığı da çürüsün..
Vücudumun kanamasını istiyordum. Her masalda eriyen pamuk şekerlerini de seviyordum. Sevgilim onlara dokunuyordu ve eriyordu şekerler. Onu suya atıp öldürecektim. Öldürmek istiyordum
Daha hızlı vur tuşlara daha hızlı, kırılsın aynalar yüzümde çizik kalsın, cehennemse yandıklarım, sen de yanacaksın sonsuz boşlukta benim gibi
Bayırlardan aşağıya bakıyordum. Yanımdan nehir büyük bir gürültüyle akıp geçiyordu. Kulaklarımda tren çığlıkları Gesualdo,nun piç parmakları su yatağımı makaslıyordu.Do re mi fa la la la. Onu suya atıp öldürecektim..
Daha hızlı lan daha hızlı çek kılıcını, daha hızlı tren çığlıklarına yasla beni. Her yanımı örümcekler sarsın. Ah sevgilim senin gözlerin cehennem, seni seviyorum ama öldüreceğim
Sevgilim bu aryalarımı duymuştu. Oturduğu kayalıktan inip karşıma geçti.Gürültülü bir nehrin yanında keskin bakışlarımız birleşmişti. Kılıçlar sessizce çekilmişti. Rüzgâr durdu. Fırtına kılıçlarımızın ucunda kopuyordu.
Daha hızlı, daha hızlı piyanonun tuşları çıldırmalı, kılıçların ucu keskin olmalı. Kılıçlar ve Gesualdonun piç parmakları, daha hızlı lan daha hızlı
Öyle durduk, elimizde kılıçlar birbirimize baktık. Onu suya atıp öldürecektim.
Tuşlar kanamıştı. Gesualdonun parmakları da. Elimdeki kılıcı altı kez dairesel çevirerek havaya fırlattım. Kılıç ağaçların üstünde uçuyordu. Toprağa saplanmadan koştum. Şah damarımı kesmesi için boynumu arkaya devirdim.
Ölümüm benim ,gidiyor şeftali ağaçlarının arasında, çıldırmış bir nehrin koynunda upuzun..
Daha hızlı lan, daha hızlı, onu suya attım ve öldürdüm
lacivertiğnedenlik