Yağma ve Talan Toplumları

Ekranlarda önce Irak'tan sonra Haiti'den yağmalama görüntüleri gelince, aklıma bunlar takıldı!

yazı resim

YAĞMA VE TALAN TOPLUMLARI

Irak savaşı sırasında eski rejim göçtükten sonra, otorite boşluğu bulunca bir kısım halkın nasıl yağma ve talana giriştiğini, hepimiz ekranlardan ibretle izledik.
Hepimiz onların adına üzüldük, çoğunlukla eleştirdik.
Ama kendi durumumuzu da bir gözden geçirmeyi akıl edebildik mi acaba?
Ne yazık ki, bizim durumumuz da pek iç açıcı değil!..
Bu coğrafyada hep böyle oluyor galiba...
Açığa çıkmış onca yolsuzluk ve hortumlama olayı ortada..!
Büyük büyük götürenleri, gözü biraz açık olan herkes gördü. (Gerçi yandaş dayanışması içinde hala görmemekte ısrar edenler de, yok değil hani!)
Ama yine hepinizin bildiği gibi, bu yoksul ülkenin kaynaklarını yağmalayanlar sadece güçlü ve varlıklı insanların içinden çıkmıyor tabii.

Toplum nüfusunun önemli bir kesimi de, ne yazık ki şu veya bu şekilde toplum malını ucundan ucundan tırtıklıyorlar!!
Önceleri gecekondu yapmak için hazine arazilerinin yağmalanmasıyla başladı olay.
Sonra bir kısım halk, evlerine kaçak elektrik ve su bağlamaya başladı.
Kaçak kullanım öylesine yaygınlaştı ki, toplam elektrik üretimiminin % 13 ü, toplam 1,5 milyar dolarlık bir kaynak, kaçak olarak kullanılmaya başlandı!
Bazı yörelerde kaçak kullanımın %50 oranına yükseldiğini, hatta su kuyularının bile kaçak elektrikle ısıtıldığını okuyoruz. Koca fabrikalar kaçak kullanıyor, dev su pompaları kaçak elektrik ile tarlalara su basıyor, kaçak kullanıcılar göz korkutmak için işi cinayete kadar götürebiliyorlar!
Bu kaçak biliyorsunuz, çapraz sübvansiyonla hepimize yansıtılıyor!
Ödediğiniz elektrik faturası içinde, başkalarının kullandığı elektriğin bedelini de size ödetiyorlar.
Olay sadece elektrikle sınırlı olsa, yoksulların sağlık hizmeti almasını sağlamak için çıkarılmış olan yeşil kart uygulamasından; mal mülk sahibi olan milyonlarca kişinin haksız olarak faydalandığı yazılıyor.
Adam lüks Mersedes marka araç sahibi, ama hiç utanmadan yeşik kart kullanıyor!( Aşkale, Erzurum, Şubat 2004)
Bu durumdaki 750 bin kişinin yeşil kartı iptal edilmiş ama yalan beyanla bundan faydalanan en az 5 milyon kişi daha varmış!!
Şimdi anlıyormusunuz sosyal güvenliğin sağlık hizmetinin neden çöktüğünü?
Belediye Başkanı yakınıyor:
Göreve geldiğimde, toplam belediye çalışanlarının %15 inin, gerçekte çalışmayıp ta, aydan aya maaşını ATMden çeken türden olduğunu gördüm diyor!
Bu tesbitin bütün ülke genelinde yaklaşık bu oranda olduğunu düşünmek, pek yanlış olmasa gerek!

Bir de hepinizin bildiği gibi; siyasal güçten rant koparmaya çalışan, çok sayıda partili, yandaş var. Bunlar seni seçimde destekledim, bunun karşılığını ver! beklentisi içindeler.
İşte bütün bunlar, bir çeşit yağmadan başka bir şey değil.
Ne yazık ki bu kadar yaygın olması olayın ciddiyetini gösteriyor. Bu kadar çok sayıda insanın bir şekilde suç işliyor olması daha fazla görmezden gelinmemelidir.!
Herkes şapkasını önüne koyup düşünmelidir:
Her fırsatta ahlaktan bahsedenler, bu konuda neden suskunlar?
Yoksa bizde de Iraktaki gibi otorite boşluğu mu var?
Kamu malını korumakla görevli olanlar neden görevlerini yapmıyorlar?
Yaptırım yoksa veya yeterince güçlü değilse, yasa koyucular neden tedbirini almıyorlar?
Neden bu yola sapan cahil kesim eğitilmiyor?
Neden camilerde, din ve ahlak açısından bu konu dile getirilmesin?
Neden bu suçu işlemekte ısrar eden kesim afişe edilmiyor?

Bütün bunları toplumun sessiz çoğunluğu onaylamıyor, bilesiniz..!
Vicdan sahibi, kurallara uyan, hakkı olmayan hiç bir şeye tamah etmeyen;
kullandığı her şeyin bedelini, süresini bile geciktirmeden ödemeye gayret gösteren bir çoğunluk var.
İşte bu insanların hakkını, başkalarının yağmalamasına göz yumarsak, bunun bedelini hepimiz ağır öderiz bilesiniz.!
Bizler eğer uygar bir devletin, uygar bireyleri olarak yaşamak istiyorsak, gereğini yapmalıyız.
Umrunda olmayanlar varsa da, onlar yola getirilmelidirler. Çağdaş Türkiye bunu hak etmiyor!

Başa Dön