Pencereye dolu taneleri çarparken
hem dolu,hem yağmur,hem kar,hem karanlık
kapının önünde botlarındaki karları çırpıyordun vurarak
sen zile basmadan koştum kapıda
kapının aralığında gözlerindeki buğular
gözkapakların çok sıcakmış buğu yapmışlar
Hiçbirşey yoktu evde
hiçbirşey yok diye terkedildiğim evde
iki yorgan
iki yer yatağından başka
bu da benim dört çarpı dördüm
aç mısın?
üşümüş olmalısın
çorapların ıslanmış
çıkart istersen
sonra doğru yorganın içine
iki yer yatağı birbirine paralel
ikimizde uyumuyorduk,konuşmuyorduk
ateşin ışığında
siyah gözlerinde kıvılcımlar vardı.
düşünüyordum yumru yumru yer elması
elleri
gözlerimi kapadığımda bile
baktığını hissediyordum bana
titremelerinin altında
yıllar önce terkettiğim bir insana geri dönmek gibi
yıllar geçmiş unutmamışım gözlerini.
NisanİkibinbeşTepebaşı