"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

Ahmet Zeytinci

Justin Bıeber Nasıl Yürür

Yahu bu Justin de artistik teki... Öyle zaten mi dediniz? Ben de farklı bir şey demedim. Anladık yürüyorsun da bunun reklamını niye yapıyorsun... Yürüyorsun madem, Aleyna kızımıza doğru niye gidiyorsun? Yürürken öyle sallana sallana mı yürüyorsun? Değil mi ama? İnsan hiç olmazsa ''Dağ başını duman almış yürüyelim arkadaşlar.''

Biz Bir Türlü Kayamadık

Aramızda bu işi bilenler var. Onlar mı bilmesin, Bursanın asli vatandaşları arkadaşlarım. Bir zaman takmışlar işte ayaklarına, şakır şakır kayıyorlar. Biz de mal gibi onlara bakıyoruz. Biz derken benim gibi bir iki kardeşim daha var bilmeyen... Nasıl yapsak da biz de kaysak? Dışarıdan bakınca basit gibi de görünüyor.

Şikayetçiyiz Okurlardan

Söze öbür taraftan Yaşar ne Yaşar ne Yaşamaz girdi... ''Aaah kardeş ahhh! Ben de aynı dertten sıkıntılıyım sormayın gitsin. Benim de çok okurum var. Ama gel gör ki bana da çok haşin davranıyorlar hele de bu çocuklar. Orta yaşlılar ve yaşlılar ile bir sorunum yok, onlar biliyorlar benim

Firardalar

Ara, ara bul. Hanıma sor, çocuklara sor, dur bir de kendine sor bakalım, belki bulursun. Hani demişler ya arayan terliğini de bulur, Mevlasını da... Tabi ki öyle değildi canım o söz, terliği oraya ben koydum. Tatil günleri benim ayaklarda çoğu zaman çorap olmaz. İşte o zaman o firar

Elma Öylece Duruyordu Masada

Yavaş yavaş, yenen kısımları sararmış. Sararmış sararmasına da, yine de sapı üstte heybetinden geçilmiyor... Bana oradan laf sokuyor gibi ''Beni yedin bitirdin ulan.'' diyor gibi geldi bana... Yok ya, yemeyecektim de ne yapacaktım? Turşunu mu kuracaktım? Sahi ya elma turşusu diyede bir şey var mı ki acaba? Olsa

Sam Amca Bu Rahat Durmaz

Ne işin var senin Karadeniz'de iki tane gemiyle, ancak kendine güldürürsün. Ama tabi Baydın yeğenin ve Kamala yeğenin, başka başka kalın enseli, kalın göbekli yeğenlerin şu havaların ısınmaya başladığı günlerde çok susamışlardır. Yok canım, su içmez onlar, kan içerler, kana susamışlardır... Grubu fark etmez A rh negatif ya

Nerede Kayıyor Bunlar

İnsanlar zevk için, şevkle kayıyorlar. Bir de dillere pelesenk olmuş sinek kaydı, diyorlar. Bir türlü anlamıyorum ya da onlar anlatamıyorlar. Bu sinekler kayak ya da kızak kaymayı öğrenmişte bizim mi haberimiz yok? Buz pateni mi yapıyorlar? Hadi kaydı kaydı da niye hiç kimseler göremiyor bu ineklik yapan sinekleri

Nelerin Garantisi Varmış da Haberimiz Yok

Genellikle bu fal işini lüks semtlerde bana göre kafayı azıcık yemiş, kendilerinin de ruhsal sıkıntısı olduğu az çok anlaşılan bayanlar yapıyor. Belli ki birçoğunun terapiye fal baktıkları insanlar kadar ihtiyacı var. Bir kaç tanesini çok yakından olmasa da tanıma fırsatım oldu. Soruyorum size, bir falın nasıl bir garantisi

Öyle Bir Yemek Var mı ki

Dörtlü Nagıt diye bir yemek varmış. Sanki bir futbol takımının geri dörtlüsü gibi... Sağ bek Sarı Nagıt, sol bek top geçer adam geçmez Nagıt, ön libero sadece Nagıt, onun yan tarafında fırtına Nagıt... Breh breh breh! Adını bilmediğimiz, bilsek bile ne anlama geldiğini bir türlü çözemediğimiz yemekler bunlar.

Emekli Maaşı

Kerata da dediysem, Şemsettin bizden de üç beş yaş büyüktür, asker emeklisi, sizin anlayacağınız emekli başçavuş. Göz bebeğimiz ordumuza yıllar yılı gurur ile hizmet etmiş bir arkadaş işte. Ne güzel bir gurur zamanı gelince asker emeklisi olmak. Emekli bile olsanız askerseniz diğer vatandaşların size karşı davranışı, sivil emeklilere

Uğursuz Sayı

Bir insan telefonu açmıyorsa ya da meşgule alıyorsa, insan bir daha aramaz değil mi? Ama bunlar arsızlığı ele almışlar. Bıkmak ve usanmak diye bir şey bunların lügatlerinde yok herhalde. Benim de inadım inat bu konuda onlardan daha fazla. Başka bir deyiş ile dediğim dedik çaldığım düdük yani o

Çıkmayacak Var Ya

Çıkmazsa var ya, ki büyük ihtimalle çıkmayacak, bir de şöyle durumlar gelecek başınıza, bağırıp, çağıracaksınız, seri bilet aldıysanız belki de ağlayacaksınız, sevdiklerinizin kalbini kıracaksınız, niye çıkmadı diye... Anladık borçların var belki, çıksa iyi olurdu, borçlarını öderdin, ama, helalinden kazandığın paralar ile ödemeye çalış borçlarını...

Yapmayın İnsanı Yalnızlaştırmayın

Biz ilkokula giderken tebeşir vardı, kara tahta vardı... Tabi ki kırk senede elli senede çok değişti eğitimin maddi elemanları ve kalitesi, ancak her ne olursa olsun yüz yüze eğitimden vazgeçilmemeli... Sevginin, birlikteliğin, dayanışmanın anahtardır yüz yüze eğitim... O derslerden sonra nefes alınan, bir oh denilen teneffüslerde, çocuklar haşır

Bir İş İki İş Üç İş

Çok sakıncalı bir durum gerçekten, üç beş tane işi ayrı ayrı yapmaya kalkıyorsanız zaten çok yoğun bir insansınız demektir. Gazetenin spor sayfası, her ne hikmetse biz Türk erkeklerini çok cezp eder. Fenerbahçe berabere kalmış, Kartal yabancı saha da galip, Trabzon berabere, sonra televizyonda ki o popüler diziye bakılacak,

Başa Dön