Hele Bir Virüs Çıksın Hayatımızdan
Daha çok sarılacağım sevdiklerime / eskisi gibi / arkadaşlarımın omzuna
"Yazarların kalemiyle dünya değişiyorsa, benimki neden sadece kahve lekeli olsun?" - Virginia Woolf"
"Yazarların kalemiyle dünya değişiyorsa, benimki neden sadece kahve lekeli olsun?" - Virginia Woolf"
Daha çok sarılacağım sevdiklerime / eskisi gibi / arkadaşlarımın omzuna
Bu sitemin adı ÖÖS... Dediğim gibi burada çok güzel bir eylem var, açılımı Öpücük ile Ödeme Sistemi, ÖÖS, yani bir çok esnafın zamanında bizlere ve başka dürüst esnaflara yaptığı gibi, senedinizi, çekinizi ya da nakit borcunuzu ödemiyorsunuz, borçlusu olduğunuz kişiyi gidip yanağından öpüyorsunuz... Hatta öptükten sonra bazıları Öpeyim
Oooooh! Hayallerime sınır koymasam, ben neler yaparım neler... Zaten ben koymuyorum hayallerime sınır, sınırı ekonomimiz koyuyor. Otuz senedir bir denk bütçe yapamadık gitti vesselam, daha ne olsun... Ben de gidip sabah kahvaltısını Londrada yapmak istiyorum zaman zaman, ama sonrasında bakkaldan gidip yüz gram tulum peyniri, bir ufak tereyağı
Yürümekle yollar aşınmaz diyenler. / Cevap verin bana; / Niye
Akıl ve aklını kullanmasını, makine yapmasını bilen tek varlık olarak bizler ne yapıyoruz? Yaptığımız tek şey kendi ellerimizle yaşadığımız zamana ve geleceğe, çocuklarımızın geleceğine ihanet etmek, dünyayı yaşanılabilir olmaktan çıkarmak için elimizden geleni ardımıza koymamak. Sorarım size bu mu insanlık, bu mu ortak akıl, bu mu Tanrı inancı
İzniniz olursa eğer, ben de milletimin üstün yetenekli insanlarını gözlerinizin önüne sereyim. Altıyüzlira civarında asgari ücret alıp, ailesini bu ücret ile geçindirmeye çalışan bir işçi, sorarım size bu vatandaşlardan daha mı az yetenekli? Daha bitmediiii durun bakalım. Devlet dairesinde basit bir memur olup da üçyüzmilyarlık villlada oturan, aynı
Siz de Halk Düşmanı deyince ne zannettiniz, herhangi bir politikacı mı ya da bir diktatör mü?(Namuslu politikacıları tenzih ederek) Bildiğiniz patates işte canım. Geçmiş zamanlarda ''Bir Halk Düşmanı''diye bir oyun vardı ve Ankara'da da AST'da yani Ankara Sanat Tiyatrosunda senelerce oynadı, Norveçli Yazar Henrik İbsen'in bir eserinden Tiyatroya
Bazen apartman yöneticilerinede başkan dendiği oluyor. Yaşar'ın bakkal da ayaküstü sohbet ediyoruz, hem de arkadaşlar dıgıdık (At yarışı)oynuyor, iyi oynayıp iyi tutturan bir çocuk var; başkan aşşağı başkan yukarı, insanın ağzıda alıştı mı söylemeden duramıyor kelimeyi...
Çok yavaş ilerliyordu kuyruk. Sekiz on araba yakıt almıştı ki fiyat tablosu birden değişiverdi. Olamaz dedim içimden. Bütün zamlar gece 24.00 ten sonra gelirdi, ne oldu birden böyle... Bir anda elli kuruş giriverdi bir depoda nereden baksan yirmi otuz lira kazık yedik...
Yirmi yıl önce, / Kestiğim tırnaklarım şimdi nerede. / Belki
Ön tarafına bakıyoruz takvimin. 11 Şevval 1438 yılını gösteriyor. Miladi Takvim olarak da üstünde ki tarih 5 Temmuz 2017 yılı... Hicri Takvime göre 1438 Yılındayız bu gün. ''Hz. Peygamber (s.a.s)'in Mekke'den Medine'ye hicretini tarih başlangıcı olarak alan takvim. Hicri Kameri takvime İslam takvimi de denir. Ayın yörüngesi üzerinde
Takılırız zaman zaman birbirimize. ''Oğlum sana bu güne kadar hiç kredi vermedik gel de biraz para akıtalım sana, bizim gibi arkadaşların var daha ne istiyorsun.'' derler. Benim bu kredi işine bazen aklım erse de bazen de hiç ermez. Bir şeyler yapmaya çalışırken ticaret adına hep öz sermayem ile
Güneş farklı mı doğacak / rüzgar farklı mı esecek sanki /
Adamlar bir maçta senin on senede kazanamayacağın parayı alıyor sende kışta kıyamette takımımı destekleyeceğim diye tiril tiril titreyerek para verip maçlara giriyorsun, yenilince kahrediyorsun, onlarsa evlerine gidip duş alıyor ve sevgilileri ile baş başa yemek yiyor, yenilgi umurlarında bile olmuyor, cepleri dolu olsun yetiyor...
Gökler miydi damlayı, yüreğinde saklayan / Gökler miydi şehidin, günahını aklayan...
Çenesi düşük akrabalarımız, arkadaşlarımız her zaman sıkar bizleri... Lüzumsuz konularda tartışıp tartışıp dururlar... Ukalalık had safhadadır çoğu zaman bu çenesi düşük insanlarda... Sizin fikirlerinizin hiç bir önemi yoktur sizin ile tartışırlarken... Siz ona konuşsanız bile, duvara konuşursunuz adeta... Eleştirmek en kolay davranıştır. Tabi burada yapıcı eleştiri ile yıkıcı
Gögerçin derdi babaannem güvercine / dalarlar bizim geniş balkona /
Yüreğinden koptuğu zaman bir şeyler / seher vaktinin aydınlığında /
Bir kıza arkadaşlık teklif etmeye kalksak / ne der diye günlerce düşünürdük arpacı
Geceyi tutuşturdum bir şiir ile / yürek zaten yangın yeri /
1961 Ankara'da başlayıp devam eden bir hayat. İlk ortaokul, lise ve iki yıllık bir üniversite deneyimi, ticaret hayatı Ankara'da iki tane aslan gibi evlat biri dişi biri erkek aslan olmak üzere hayat mutlu bir şekilde akıp gidiyor. Biraz şiir, biraz öykü ve denemelerin sıcaklığında...
Elliyedi seneye sığdırılan bir yaşam. Geçip gidiyor işte şiir, deneme, öykünün sıcaklığında... Yirmi beş yıllık bir birliktelik iki de aslan gibi evlat daha ne olsun?
Mizah ağırlıklı öykü ve denemeler toplumsal ağırlıklı şiirler
Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Erich Fromm
Aziz Nesin, Muzaffer İzgü,