Bilen Bilir Bana Sormayın Dostlar
Kalemin kılıçtan keskinliğini / Bilen bilir bana sormayın dostlar /
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Kalemin kılıçtan keskinliğini / Bilen bilir bana sormayın dostlar /
Düşünmeye başlayayım bu B'nin üzerine, sevdiğim ya da sevmediğim neler var neler bakalım da resmini çıkartalım. Çok yemek var mıdır B ile başlayan? Hah buldum biber dolması ile bamya desek. Biber dolmasını hadi severim severim de, o bamyaya hiç ısınamadım gitti bir türlü, halbuki çok faydalı bir yemek
Aliyi tanırsınız canım, hani şu ilkokul birinci sınıfta hepimiz tanışmıştık, Cin Ali de derler... Topu tutar, topu atar, koş Ali koş dersiniz, bir an da koşar, bazen de coşar da coşar... Topu Sam Amcaya attınız mı Sam Amca da taca atar hep topu... Sam Amcanın aslında hiç bir
Çocukken ben / Bir şimşekler çaktığında korkardım / Bir de
Aylar önce,annaneme şiir yazmıştım. / Şimdi babaanneme yazmasam; / Darılır
Sigaranın kendisini içtiği adam / fosur fosur adımlarla / yokuş
İşte böyle eve yorgun argın geldiğim günlerden biriydi. Hemen ellerimi yıkayıp sofraya oturuverdim. Hanımda bir güzel yemekler yapmış ki tam ağzıma layık. Erkeğin kalbine giden yolun midesinden geçtiğini ta başından beri tam tekmil bilir bizim hatun. Bir güzel biber dolması, öncesinde tabi ki çorbamız mutlaka vardır. Biraz salata
''Terörle mücadelede babası şehit düşen tüm çocuklara göz yaşlarıyla.'' / Beş yaşında ki
Sultanların gözleri, elem doludur bazen / Yıkılır saltanatlar, bozulup durur düzen...
Kızım ile otururken oturma odasında... / televizyon da bir Kemal Sunal klasiği ''Davaro''
Şunu unutmayın ki bağırıp çağırarak çocukları susturamazsınız, onu bir kalem geçin, tamamen ters tepki yapar, kendi çocukluğumdan biliyorum. ''Bak ben ağlıyor muyum?'' diye bir soru cümlesini de hiç iplemezler çocuklar... O zaman başka alternatifler bulmak durumundayız...
Magazin programları artık çığırından çıktı. İnsanların özel hayatlarını parça pinçik, didik didik ediyorlar. Ediyorlar da ne oluyor? O hayatlara özenen yüzlerce genç kız, star olma bahanesi ile evden kaçıyor, büyük şehirlere doğru yelken açıyor. Binlerce delikanlı işini gücünü bırakıp hayal dünyasına koşuyor. Bunların bir kısmı olağan üstü çabalar
''Sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz / Belki yine gelirim, sesime ses
Bu gün gıda piyasasında dondurma üreten bir dolu kuruluş var. Tabi ayrıca pastahanelerde üretilen dondurmalar var. Hanımların az da olsa evlerde çocuklarına yaptıkları dondurmalar var... Bu eylemlerin hepsi ekonomiye belli bir katkı sağlıyor... Siz dondurmayı mideye götürüyorsunuz, ülke kazanıyor. Dondurmanın en büyük ham maddesi süt tabi, bunun yanında
Kurban olurum / çocukların bir damla göz yaşına... / her
Yaşlanmaz ki şiir / hele hele de esin hanımlar ile ilham beyler gelmeden
Hani filmde olur ya, duş almışsınızdır, o an da kapınıza bir materyal bırakılır, bornoz ile ya da havluyla kimse görmeden onu alıp içeri gireyim dersiniz, bir rüzgar kapıyı kapatır, sap gibi kalırsınız ortada, ne yapacağınızı ve sizi görenlere bunu nasıl açıklayacağınızı bilemezsiniz... Şimdiye kadar şükür gelmedi başıma ama,
İşin ucunda para cezası da var hapis cezası da var. O halde gelelim birinci yalana. Kıvırma da diyebilirsiniz buna... ''Evladım hanım yatalak, çoluk çocukta yok, ekmek almaya süt almaya çıktım, o dediğiniz numaraları da aradım açmadılar ne yapayım?''
Her kiracı illaki eninde sonunda bir ev almak ister bütçesi imkan verdiği ölçüde... Aslına bakarsanız ev sahibi de olsak, kiracı da, dünyada hepimiz kiracıyız haliyle... Ruh bedenden çıkıp da gerçek mekanına doğru yol almaya başladı mı biz de kiracılıktan kurtulacağız eninde sonunda...
M.Ö. yani milattan önce 11. yüzyıla kadar gittiği, oradan gerisin geri döndüğü, rivayet edilir bu kulak memesi kıvamı tanımlamasının... Bunu arkeologların yaptığı kazılarda ele geçirdikleri taş tabletlerin çözümlemesi sonunda bilim dünyasına kazandırdıkları söyleniyor... Tabi o zaman ki doğa şartları biraz daha sert olduğundan, o devirdeki kulak memesi kıvamının
1961 Ankara'da başlayıp devam eden bir hayat. İlk ortaokul, lise ve iki yıllık bir üniversite deneyimi, ticaret hayatı Ankara'da iki tane aslan gibi evlat biri dişi biri erkek aslan olmak üzere hayat mutlu bir şekilde akıp gidiyor. Biraz şiir, biraz öykü ve denemelerin sıcaklığında...
Elliyedi seneye sığdırılan bir yaşam. Geçip gidiyor işte şiir, deneme, öykünün sıcaklığında... Yirmi beş yıllık bir birliktelik iki de aslan gibi evlat daha ne olsun?
Mizah ağırlıklı öykü ve denemeler toplumsal ağırlıklı şiirler
Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Erich Fromm
Aziz Nesin, Muzaffer İzgü,