Filistinli Çocuklara Öğütler - 2 -
Filistinli çocuklar; / Biliyorum ki siz,ne Lenin'in,ne Stalin'in askerlerisiniz. /
Filistinli çocuklar; / Biliyorum ki siz,ne Lenin'in,ne Stalin'in askerlerisiniz. /
Topraklarımızın yüzde üçü Avrupa'da da olsa, / Ben doğuluyum kardeşim;Asya'lıyım... /
Uzatınca ayaklarımı tabureye, ayak başparmağım oradan bana, yani çorabımın arasından sanki el sallıyormuş da selam veriyormuş gibi geliyor... Bir ileri bir geri oynuyor. Oynuyor dediysem ben oynatıyorum tabi ki şüpheniz mi var? Öbür ayağımı üstüne getirip önünü kapatıyorum, sonra bir bakıyorum bana CE yapıyor oradan...
Trafikte haliyle insan uzun zaman geçirdiğinde, sinirleri laçka olur morali bozulur... Bu sıkıntılı durumu atlatmak için bir takım şeyler yapmak lazım. Yanınızda her zaman kolay okuyabileceğiniz bir iki kitap bulundurun zulada... Arabalar bir milim bile gitmiyorsa açın okuyun. Ya da basit bir müzik aleti, kaval gibi, mızıka gibi,
Ankara Emniyet Müdürlüğü dört günlük sokağa çıkma yasağının son günü olan pazar günü, Mamak'da ki bir parkta uzun eşek oynayan delikanlıları yakalamış ve de toplam 31.500 Türk Lirası para cezası kesmiş... Şimdi, bu uzun eşekler ki babalarını tanımıyoruz, eminim ki iyi adamlardır babaları, tabi ki bu para cezalarını
Filistinli çocuklar bunları size, / Bir mart geceyarısı,yatağımdan fırladıktan sonra yazıyorum...
Ne kadar mutluyum burada bilseniz / dört zibidi getirdim yine Dünya'ya
Gülüşlerini bıraktılar şehrin varoşlarına / ayakları çırılçıplakken / arabesk bir
Hanım efendinin hiç acelesi yoktur, senin acelen olup olmadığı da hiç umurunda değildir. Önce çantasından bir kredi kartını çıkartır... ''Aaa bu değildi yahu!'' der. Peşinden ikinci kredi kartını çıkartır ''Tüh bunun da limiti dolmuştu.'' der. Bu arada sizin sinir katsayınız tavan yapmak üzeredir. Üçüncüyü çıkartır. Uzatır kasiyere, kasiyer
Tatlı mı tatlı komşumuz Seher Teyzemiz var apartmanda. İşi gücü olmadığı zamanlarda kurulur televizyonun karşısına, eline de kumandayı alır, o kanal senin, bu kanal benim dolaşır durur zaplayarak. Elinden almaya kalkan oldu mu da kumandayı, fırçayı basar, vermez kolay kolay... Haliyle oğlu ile gelini ve torunları da bu
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türk Çocuklarına armağan edilen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, onlarca yıldan beri dünya çocukları ile de beraber bir şenlik havasında kutlanmaktadır. Yurdumuz için bundan daha güzel bir dostluk ve kardeşlik örneği ve tanıtımı olabilir mi? Dünya Çocukları bu bayramı size
İki çocuğum var amma / Ben bizim büfeden çikolatayı /
Gerçekten ateşiniz varsa, önce ateşin ayrımını yapın, hastalık ateşi mi, aşk ateşi mi? Aşk ateşi ise ne mutlu size seviyorsunuz demektir, birilerini. Hastalık ateşi ise hemen doktora doğru dümen kırın. Bayan doktor ise bir de güzelse boş bulunup da ''Hastayım size doktor.'' filan demeyin, sadece hastayım deyin ve
Yakın zamanda takip ettiniz basından da, bir profesör bir doçentin hayatına son verdi. Bunlar göz önünde olan ve topluma örnek olması gereken insanlar iken hele de yaptıklarına bir bakın. Paylaşamadıkları bir kadın mı ya da maddiyat mı, para mı pul mu? Sanmıyorum aslında bunların hiç biri değil, dizginleyemedikleri
Herhangi bir edebiyat sitesine ya da haber sitesine girdiğiniz zaman adeta mikrop gibi, virüs gibi her her yerden, her kıyıdan, köşeden bir dolu reklam çıkıyor. Kafanıza kazıyorlar zorla o markayı. İster alın, ister almayın... Maus ile tıklayıp gönderiyorsunuz, iki üç saniye sonra başka başka yerden yine çıkıyor... Bıkkınlık
Hep umut aşıla çocuğum / yarınsız geçen günlerin inadına /
Sayın saygıdeğer pek bir muhterem Ay Em Ef biraderler ile krizden dolayı teşriki mesailerimizi başlatıyoruz hayırlı ve de uğurlu ile birlikte bol sıfırlı ve likiditeli günler dileriz... Adı sanı belli değil işte ülkenin biri tık tık tık diyerek Ay Em Ef Biraderlerin kapısını çalar... Kapı önce açılmaz bir
gemiler yüzdürürüm göz yaşlarımda / Suriyeli bir çocuk boğulurken /
Amerika'da da var bir üst akıl, Almanya'da da vardır herhalde... Ama bu akıllar ne kadar üstte bir de ona bakmak lazım. Üst akıl varsa o zaman bir de bu üst akılın altında olan alt akıllar var demektir değil mi? Hayır mantığım böyle diyor yani...
Çiçekler açsaydı güzel güzel / bir de gelseydi şu bahar /
1961 Ankara'da başlayıp devam eden bir hayat. İlk ortaokul, lise ve iki yıllık bir üniversite deneyimi, ticaret hayatı Ankara'da iki tane aslan gibi evlat biri dişi biri erkek aslan olmak üzere hayat mutlu bir şekilde akıp gidiyor. Biraz şiir, biraz öykü ve denemelerin sıcaklığında...
Elliyedi seneye sığdırılan bir yaşam. Geçip gidiyor işte şiir, deneme, öykünün sıcaklığında... Yirmi beş yıllık bir birliktelik iki de aslan gibi evlat daha ne olsun?
Mizah ağırlıklı öykü ve denemeler toplumsal ağırlıklı şiirler
Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Erich Fromm
Aziz Nesin, Muzaffer İzgü,