Her Sakar Çocuğu Dövmek mi Lazım
Her sakar çocuğu dövmek mi lazım.? / Çocuk işte,adı üstünde. /
Her sakar çocuğu dövmek mi lazım.? / Çocuk işte,adı üstünde. /
Diğer bir adı da fast food olan bu hazır gıda lokantaları zaman zaman ev yemeklerinin pabucunu dama atar gibi olsa da, ev yemekleri yine de az da olsa rağbet görüyordu... Kongre ev yemeklerine azalan rağbeti eski seviyesine getirmek, ilgiyi arttırmak için düzenlenmiş olup, hazır gıdadan insanları tekrar ev
Su Samurlarının daha iyi şartlarda beslenmesi ve diyet yapmalarına yardımcı olunması adlı projeye katılmadıysanız siz de ki sosyal sorumluluğu ve bilinci sorgulamak lazım en ince ayrıntısına kadar... Su Samuru deyip geçmeyin doğaya büyük faydaları vardır...
Ne kadar tanıdığım mahalle delisi varsa, / Çoğunun adı Ahmet... /
Gelelim diğer filozoflara, Konfiçyüs ''İnsan öğrenen hayvandır.'' demiş. İnsan dışında ki hayvanlarda bazı bilgileri öğrenebiliyorlar, tabi ki onların öğrendikleri sınırlı... Thales'de ''İnsan araştıran hayvandır.'' demiş. Araştır araştır bitmiyor ulaşılan bilgiler, kıyamete kadarda bitmeyecek bu gidişle... Ne meraklı bu insanoğlu... Sokrates dostumuz da ''İnsan sorgulayan hayvandır.'' demiş. Sorgu odalarımız
Merhaba dostlar, / Gözünüz aydın,gününüz aydın olsun. / İyilikler defterinde
Ben dayanamıyorum,sıkıldım artık hayat bu oyunlardan... / Irak'lı çocukları kurşuna dizme oyunu oynanıyor.
Biz eskiden çalardık komşumuzun kapısını gece yarısı bile olsa, bir derdimiz oldu mu? Gündüz kahve içmeye gelirdi komşularımız zaman zaman... Harala gürele bir hırsla çalışmazdık öyle üç tane arabamız, iki tane yazlığımız olsun diye... Bir tane nohut oda bakla sofa evimizde kuru fasulye yer mutlu olurduk, bütün gazlara
'Merkez Yıldırım ilçesi Yıldırım Mahallesi Molla Yegan Kültür Merkezi içinde bulunan PTT şubesine saat 12.00 sıralarında gelen soyguncu elindeki cep telefonu ve düzeneği gösterip, "bomba var, paraları verin yoksa patlatırım" tehdidiyle soygun yaptı. 50 yaşlarındaki soyguncu kasadaki 3 bin lirayı alıp kaçtı. Olayın şokunu yaşayan görevli Zehra Dündar
Evet, / umut bütün diktatörleri korkutur / rüyalarına kan doğrar
Bir kaplumbağa yürüyüşüyle / Gidiyorsun deyip, / O hayvana çamur
Sabaha erkenden açarız dükkanımızı, anahtarla değil, diye bir cümle kurduğum zaman, hemen aklınıza takılmıştır, herkes anahtarla açıyor da bunlar acaba ne ile açıyorlar uzaktan kumandaları mı var yoksa? Yok efendim yok, anahtarla açıyoruz illaki de ondan önce besmele ile açıyoruz, anahtar sonra ki iş a benim canlarım...
Bir tank ne kadar anlayabilir, / Irak'lı bir çocuğun bacağını, /
İnsanlara makamına mevkisine, statüsüne göre davranmadığınız zaman, bir bekçiyi ya da bir hamalı önce insan olarak gördüğünüz zaman halkla ilişkilerinizin canlı ve dipdiri olduğunu söyleyebiliriz... Biz de bu halkın içinden çıktıysak eğer ki tutup da Macar Halkını ya da Rus Halkını sevecek halimiz yok konu olan Türk Halkını
Doğanın kanunu olmasa da / biz hep erken ölürüz /
Bizim çocukluğumuzda, / İlkokullarda vardı andımız... / Hala da varmı
O gün de eve irice bir karpuz alıp gelmiştim. Sevmeye severim de karpuzu, sadece yemesini, kesmesine karışmam, elimi bile sürmem, böyle olunca da hanım beni tembellikle suçlarken lafını da yapıştırır ''Armut piş ağzıma düş, biz keselim sen ye.'' der.
Ben sadece gönlümden geçenleri yazdım. / Bezen Irak'lıları,bazen Çeçen'leri yazdım. /
''Nükleer teknolojiye fazla önem vermeyin, siz ne yapacaksınız canım nükleeri? Eğer ki nükleer teknolojiye sahip olmak için bir takım çabalara girerseniz, Birleşmiş Milletleri harekete geçirip ambargo uygularız.'' Ne güzel ya, sen de var ama Sam Amca, Putin Dayı, Benyamin birader, siz de var nükleer hem de bombasına kadar
Çocukların mezarlarındaki çiçekler, / Sulanmadan büyüyünce,bu savaş bitecektir aslında... /
1961 Ankara'da başlayıp devam eden bir hayat. İlk ortaokul, lise ve iki yıllık bir üniversite deneyimi, ticaret hayatı Ankara'da iki tane aslan gibi evlat biri dişi biri erkek aslan olmak üzere hayat mutlu bir şekilde akıp gidiyor. Biraz şiir, biraz öykü ve denemelerin sıcaklığında...
Elliyedi seneye sığdırılan bir yaşam. Geçip gidiyor işte şiir, deneme, öykünün sıcaklığında... Yirmi beş yıllık bir birliktelik iki de aslan gibi evlat daha ne olsun?
Mizah ağırlıklı öykü ve denemeler toplumsal ağırlıklı şiirler
Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Erich Fromm
Aziz Nesin, Muzaffer İzgü,