Göz Yaşının Rengi Yoktur
Gözyaşının rengi yoktur; / Nerede akarsa aksın, / İster Filistin'de,ister
Gözyaşının rengi yoktur; / Nerede akarsa aksın, / İster Filistin'de,ister
Kasketin ön tarafı gülüyordu / döndü mağrur bir tavırla kasketin arkasına
Sanat, hele de edebiyat ve şiir bizi alıp götürmeli, geniş ufuklar açmalı ruhumuzda, benliğimizde... Bunu başaramıyorsa, okunan bir şiir ya da nesir, sıkılırız hemen, hem yazıdan, hem de yazarından... Hatta ufak böbürlenmelerimize bile yol açar ''Pöh! Bu da neymiş ki ben bundan daha iyilerini yazarım bir kere.'' diye
Verin elektriğinizi sarıldığınız ya da sarılacağınız kişiye, alın ondan pozitif elektrik... Çocuklarınıza, eşinize her gün sarılın, her gün olmasa bile iki günde bir sarılın. Boş geçmeyin günleri... Ülkemizin etrafı hainler ile sarılmışken biz de birbirimize sarılacağız ki onları birlik ve beraberliğimiz ile alt edelim...
Burası vatan / burası Cizre Mardin Şırnak / biz zaten
Alacağım elime kalem kağıt, kapı kapı dolaşacağım. Günde beş bin kişiye imza attırsam on günde elli bin, yirmi günde yüz bin imzayı toplarım billahi... Hayır bir de şu var, imzaları atacak adamları bulduk da illa tükenmez kalem ile mi atılacak imzalar, kurşun kalem ya da dolma kalem ile
Kıyıya vuran balinaları yüzdürmek için / yüzlerce insan gece gündüz nöbet tutmuş
Çok kısa bir zaman önce nikah memuru arkadaşın sorduğu soruya esprili bir şekilde cevap vermek isteyen gelin hanım 'Hayır demek ne mümkün, tabii ki evet' yanıtı nedeniyle memurun nikâhını kıymadığı gelin Hatice Koşman, amacının sadece şaka yapmak olduğunu söylüyor. Damat Turgut Dinçer Güneri ise memura tepkili: ''15 dakika
Vatan hainliği, öyle yenilir yutulur lokma değildir. O kara lekeyi alnına bir kere süren, ahirete de vatan haini damgası ile gider. Bunun yanı, ortası yoktur. İnsan ya vatanını sevecektir son nefesine kadar ya da hainlikten geri durmayacaktır. Tarih kitapları hiç bir zaman aklayamaz vatan hainlerini... Zemzem suyu ile
Ne zaman / yurdumu sevmek için / kendimce bir bahane
Okumamak için saatlerinizin büyük bir çoğunluğunu o Amerikalıların aptal kutusu dediği televizyon karşısında geçiriyorsunuz... Gözlerinizin yorulduğunun ve devamında bozulduğunun farkında değil misiniz? Oysa kitap okumak belki televizyon seyretmenin dörtte biri kadar gözlerinizi yorar...
Şehri güzelleştirenler / çekip gidiyor bir bir haber vermeden /
\- Sayın çekirdek severler, bu gün yapacağımız çekirdek çitleme turnuvasına hepiniz hoş geldiniz...
Şak şak şak şak şak şak şak şak şak şak şak şak şak ve de şakşak... Alkışlar kısa sürer ve tekrar başkandadır söz...
Başkan devam eder alkışlardan sonra...
\- İlk
Bir şehrin tam ortasında ölebilirsin / üstüne doğru gelen askerlere ve tanka
Her kesimden insanın kirli çamaşırları vardır mutlaka... Özellikle de siyasetçiler bu konuda başı çekerler çoğu zaman, bu konuda onların ellerine kimseler su dökemez... Hayır su dökebilseler zaten elleri de temizlenecek... Siyasetçilerin kirli çamaşırlarını da renkli ve beyazlar olarak ayırıp öyle çamaşır makinesine atmak lazım gelir diye düşünüyorum... Siz
Ne güzel şarkıydı o öyle, çocukluk zamanlarımızda ''Sevinin küçükler övünün büyükler 23 Nisan kutlu olsun.'' Çocuklar, umut dolu yarınlarımız, istikbalimiz bizim. Çocuklar belki yirmi yirmi beş sene sonrasının önemli mevkilerde ki kadın ve erkek şahsiyetleri... Kişilikleri ne kadar sağlam olursa ülkelerinin geleceği de o derece sağlam olacaktır...
Ulusal Egemenlik bu, başka şeye benzemez / Ne çarşıda pazarda satılır
Sessiz ol sessiz / aman ha çıtını çıkartma / çatır
Babamın babasının babası da ki biz görüp de ona yetişemedik, babama dede oluyor. Hanımı da babamın babaannesi haliyle... Babamın babaannesinin çocukları da amca, hala diye geçiyormuş akrabalar arasında... Yanlışım varsa düzeltin... Kaynanamın erkek çocukları da kayın biraderler sınıfına giriyor... Allah var severim de kayın mayın biraderleri mi...
Ben tarihim bay başkan\* / kimse beni alt edemedi şimdiye kadar
1961 Ankara'da başlayıp devam eden bir hayat. İlk ortaokul, lise ve iki yıllık bir üniversite deneyimi, ticaret hayatı Ankara'da iki tane aslan gibi evlat biri dişi biri erkek aslan olmak üzere hayat mutlu bir şekilde akıp gidiyor. Biraz şiir, biraz öykü ve denemelerin sıcaklığında...
Elliyedi seneye sığdırılan bir yaşam. Geçip gidiyor işte şiir, deneme, öykünün sıcaklığında... Yirmi beş yıllık bir birliktelik iki de aslan gibi evlat daha ne olsun?
Mizah ağırlıklı öykü ve denemeler toplumsal ağırlıklı şiirler
Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Erich Fromm
Aziz Nesin, Muzaffer İzgü,