Gözlerim Gülsün Artık
Gözlerim dolu dolu, dokunsan ağlar gibi, / Niye diye sorarsan, ölen hep bizden
"Umarım, yeni bir edebi akım başlatmak yerine, sadece düzgün bir paragraf yazabilmişimdir." - Virginia Woolf (kurgusal)"
"Umarım, yeni bir edebi akım başlatmak yerine, sadece düzgün bir paragraf yazabilmişimdir." - Virginia Woolf (kurgusal)"
Gözlerim dolu dolu, dokunsan ağlar gibi, / Niye diye sorarsan, ölen hep bizden
Kurşun Kalem en kolay kullanılan kalemdir haliyle. Yanlış yazdığınız zaman, yeter ki elinizde bir silgi olsun, hemen silersiniz, zamanında birilerini defterden nasıl sildiyseniz... Tükenmez ve dolma kalem ile yazdıklarınız ise biraz daha zor silinen yazı cinslerine girerler... Tükenmez kalemin adına da sakın aldanıp tükenmediğini zannetmeyin. Hangi kıt akıllı
Bazen şiir düşünür, şiir konuşurum / şiir yerim şiir içerim /
Kaç kişiydik Bira Parkında o fıçının başında / o kargaşa hüzün dolu seksenli
Çocuklar, bizim çocuklarımız... Günümüzde her türlü şiddetin zirve yaptığı bir dönemde, onları bu şiddetten ne kadar uzak tutar, ne kadar soyutlayabilir isek ne mutlu biz ana babalara... Yukarıda anlatılan uygulamayı görünce, ''Helal olsun bu öğretmenimize.'' dedim içimden... Böyle duyarlı öğretmenlerimizde var demek ki...
Ah be saklambaç, bir de kukalı saklambaç vardı, ah be körebe, ah be uzun eşek, ah be yağ satarım bal satarım... Ne çabuk unuttuk biz sizleri... Ne çabuk çektiniz gittiniz... Yaz geceleri komşuların bahçe duvarlarına oturur gece yarılarına kadar sohbet ederdik... Kulaktan kulağa oynardık bazen. Arkadaşlarımızı çekiştirirdik... Gizli
Duydunuz mu Ali Babanın çiftliğinde bir de öküzler varmış. Bu öküzlerin yalnız değişik bir özelliği var, bunlar iki ayaklı öküzlerden... İnsanlık yanlarından yörelerinden geçmediği için, iki ayaklı öküz olarak adlandırılıyorlar... Baş Öküz Bey kaçmış gitmiş Uruguay diye bir ülkeye... Hanımı memeliyi de boşamış. Hanımı memeli neyse göz altına
Bu gün doğan çocuğunuza, / Bir şairin adını koyarsınız belki... /
Bu televizyoncular yaptıkları diziler ile toplumu dizayn etmeye çalışıyorlar. Yüzden fazla yerli dizi var Türk Televizyonlarında... Bakıyorum bir ikisi hariç aklı başında, elle tutulur bir dizi göremiyorum. Öyle ya televizyondan bir şey seyrettiğiniz zaman insan ruhuna, benliğine bir şeyler ekleyebilmeli, kazançlı çıkabilmeli o seyrettiği program her ne olursa
Geldi mübarek zaman / Gönlümüzde üç aylar / Çekip gitmeyin
Ekonomi gelir çöreklenir ülkenin baş köşesine...
\- Anlatın bakalım, Sayın Ekonomi neyiniz var neler yapıyorsunuz?
\- Vallahi ne olsun, iyilik güzellik desem de siz inanmayın. Her ne kadar büyümem çok fazla çıkmış görünse de, çok büyüdüğüm söylenemez. Zaman zaman grip nezle oluyorum. Grip nezle olunca da
Yani bu gazetecileri, basını anlamak zor gerçekten. Yukarıda ki haber yakın zamanda gazetelerin birinin magazin ekinde yayınlandı... Ne alaka şimdi bu? Sanatçı hanımefendinin birisi beş bin liralık çorap almış. Alır keyfinin kahyası mısınız? Almasında bir problem yok. Problem bunun çok önemli bir olaymış gibi haber yapılmasında... Bizim de
Kalender ki eğer almanca ise / takvim manasına gelir /
Gönül Zenginliği bu başka bir şeye benzemez. Parasal zenginlikle kıyas bile kabul etmez. Bizim iş yerinde ki mahallenin bir Esma Ablası var. Arka sokaklarda barakadan bozma bir ev de oturuyor. Her gün düzenli olarak kedilere ve köpeklere mama getirir. Bulur buluşturur ve o mamaları sokak aralarında önce kedilerin
''Çanakkale şehit ve gazilerinin aziz hatırasına saygıyla'' / Bir zaman diliminde, cephedeydi evleri
Eskiden haftanın belirli günlerinde oynanırdı at yarışı, sonraları her gün oynanmaya başladı, o da yetmedi şimdi yazları gece yarışları da yapılıyor. Adam atın jokeyini, seyisini, ahırda yem verenin ismini bile biliyor. Kum da nasıl koşar, çim de nasıl koşar hepsi akıllarında... Atları koşturup da onları seyredeceğine, sen git
Her doğan günün sabahı / umut olsun ülkemize, umut olsun yüreğimize
Ancaaak bu pembe yalanlara sık sık başvurursanız, kaçamak yapmaya kalkarsanız her seferinde de eşiniz bunları yemeyebilir... En iyisi mi yalan söylenecek ortamların oluşmasından şiddet ile kaçınmak lazımdır diye düşünüyorum...
Ellerimizi, yüreğimizi açtığımız zaman / o mülteci çocuklara, o cennet kokululara
1961 Ankara'da başlayıp devam eden bir hayat. İlk ortaokul, lise ve iki yıllık bir üniversite deneyimi, ticaret hayatı Ankara'da iki tane aslan gibi evlat biri dişi biri erkek aslan olmak üzere hayat mutlu bir şekilde akıp gidiyor. Biraz şiir, biraz öykü ve denemelerin sıcaklığında...
Elliyedi seneye sığdırılan bir yaşam. Geçip gidiyor işte şiir, deneme, öykünün sıcaklığında... Yirmi beş yıllık bir birliktelik iki de aslan gibi evlat daha ne olsun?
Mizah ağırlıklı öykü ve denemeler toplumsal ağırlıklı şiirler
Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Erich Fromm
Aziz Nesin, Muzaffer İzgü,