Sorgusuz Sualsiz Vurun Boynumu
''Merhum Bosna Cumhurbaşkanı Aliya İzzet Begoviç'in aziz hatırasına.'' / Bir gün;halkının önünde ağladığını,
''Merhum Bosna Cumhurbaşkanı Aliya İzzet Begoviç'in aziz hatırasına.'' / Bir gün;halkının önünde ağladığını,
Üniversite yıllarından yaşanmışlıklar diyelim...
Bütün ırmaklar denize akar / ve en çok insanı sevip de sevilmemek
Bir çok defa rastlamışsınızdır firmalarda ki bu öz üvey muhabbetine... Herhangi bir ticari kuruluş kârlı bir vaziyette ticaret yaparken, bir de bakıyorsunuz, başka bir firma aynı firma isminin başına öz ya da hakiki gibi bir isim getirerek güya firmaya rakip olmaktadır...
Medeniyetin ölçüsü nedir? Otuz bin dolar veya kırk bin dolar, elli bin dolar milli gelire sahip olmak mı?Hiç zannetmiyorum. O toplumda yaşayan insanlar ne kadar mutlu, ne kadar sabırlı, devletleri ne kadar sosyal bir devlet, bunlara bakmak lazım
Bugün ne kadar hüzünlüydü / yarın güzel olacak / içimizde
Danıld bu, yaşı ilerlemiş de olsa haşarı idi bayağı... Önüne gelen ülkeye fırça atmaya bayılırdı... Ayar vermeye kalkardı... Eskiden herkes korkar çekinirdi, şimdilerde ise kimse iplemediği için, her gününü morali bozuk geçirmeye başlamıştı... Günde on beş yirmi tane ülkenin başı ile telefonda görüşmezse rahat edemezdi, uykuları kaçardı...
Temmuz ortalarıydı / yanmış yıkılmış şehirlerin / tam da kıyısında
''27 Mart günü her ülkenin sanat ve tiyatro adamlarınca hazırlanan bir bildiri, sahnelerde okunur. Tiyatrolar o gece halka parasız gösteriler düzenler. Tiyatroyu halka sevdirmeye çalışırlar.''
Şoförün hemen yanında ki koltuğa ilişir iseniz de şoför ile sohbet etme imkanınız olacaktır haliyle... Havadan, sudan, dereden, tepeden konuşsanız da çok da fazla lafa tutmayın ki şoför beyin de dikkati dağılmasın, sonrasında da kaza yapmasın...
Hayret / Ağustos Böcekleri eylül de ekimde de ötüyor... /
Biri gelip de dibimde hem de hiç gerek yokken zart zart kornaya bastı mı ben şahsen gıcık oluyorum. Benim gibi bir sürü insanda biliyorum ki hiç hoşlanmıyor ve gıcık kapıyor bu duruma... Bildiğim kadar bir çok Avrupa Ülkesinde öyle gelişigüzel her yerde kornaya basamazsınız... Okul gibi, hastane gibi,
''Dara çekerken hüzün mutluluk hallacını / Tarih kim bilir nerede kaybetmiştir tacını.''
Gönlünüzün kapısını birileri çaldığı zaman sizin de gözünüze girdiyse, gönlünüzün kapısını ardına kadar açarsınız... Heyecan dolar yüreğiniz, aklınızda hep sevdiğiniz... Kimi zaman uykularınız kaçar... Gece yarıları kalkar balkonda bir sigara tüttürürsünüz... Elinize bir kalem alıp sevdiğinize gönlünüzden kopanları yazarsınız... O an da dünyanın en büyük şairi sizsinizdir... Dünyanın
Hem size ne canım benim ilişki durumumdan, ilişki benim ilişkim. Siz niye kendi kendinize gelin güvey oluyorsunuz ? Niye benim ilişki mi sorguluyorsunuz ki? Kim veriyor size bu hakkı? Karıştınız mı benim ilişkilerime, ilişkilerimin içine edersiniz diyeyim yani... Her ilişki de iyi ilişki değil tabi ki ilişkiye bir
Gözlerim dolu dolu, dokunsan ağlar gibi, / Niye diye sorarsan, ölen hep bizden
Kurşun Kalem en kolay kullanılan kalemdir haliyle. Yanlış yazdığınız zaman, yeter ki elinizde bir silgi olsun, hemen silersiniz, zamanında birilerini defterden nasıl sildiyseniz... Tükenmez ve dolma kalem ile yazdıklarınız ise biraz daha zor silinen yazı cinslerine girerler... Tükenmez kalemin adına da sakın aldanıp tükenmediğini zannetmeyin. Hangi kıt akıllı
Bazen şiir düşünür, şiir konuşurum / şiir yerim şiir içerim /
Kaç kişiydik Bira Parkında o fıçının başında / o kargaşa hüzün dolu seksenli
1961 Ankara'da başlayıp devam eden bir hayat. İlk ortaokul, lise ve iki yıllık bir üniversite deneyimi, ticaret hayatı Ankara'da iki tane aslan gibi evlat biri dişi biri erkek aslan olmak üzere hayat mutlu bir şekilde akıp gidiyor. Biraz şiir, biraz öykü ve denemelerin sıcaklığında...
Elliyedi seneye sığdırılan bir yaşam. Geçip gidiyor işte şiir, deneme, öykünün sıcaklığında... Yirmi beş yıllık bir birliktelik iki de aslan gibi evlat daha ne olsun?
Mizah ağırlıklı öykü ve denemeler toplumsal ağırlıklı şiirler
Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Erich Fromm
Aziz Nesin, Muzaffer İzgü,