Biz Niye Yaşıyoruz ki
Ceketi yoksa bir çocuğun / hala o çok övündüğümüz yirmi birinci yüzyılda
Ceketi yoksa bir çocuğun / hala o çok övündüğümüz yirmi birinci yüzyılda
Sevmek ne güzeldir, ne de güzeldir bir bahar günü sevdiğinin dizine başını koyup da uyumak daha sonrasında da hayaller kurmak sevdaya, hayata, geleceğe dair... Papatya Falları hemen açılmaya başlar, yanı başınızda, yakınlarınızda sarı beyaz bir papatya görürsünüz... Kalkar koparırsınız hemen; seviyor, sevmiyor, seviyor, sevmiyor, seviyooooor! Hey be seviyor
Ben bu kanalların haberlerine ''Yan Yattı Çamura Battı.'' haberleri diyorum. Kedi ağaca çıkmış, benim kedim değil, vatandaşın kedisi haliyle, itfaiye teşkilatı durur mu, hemen olaya müdahil olmuş, tabi sonra mutlu son, kedi kurtarılmış. Kediyi kurtaran itfaiyeciler günün kahramanı... Kedi kendini kurtaran itfaiyeci amcalarına miyav miyav ve de miyav
Akşam akşam / O beyaz güzellikleri görünce / Penceremden saydım
Alacağım şimdi sinekliği elime ineklik edenlerinizi bir bir temizleyeceğim, sonrada niye kıydım ben bunların canına diye hayıflanacağım, rüyalarıma filan girmeye kalkacaksınız ondan sonra, halt edeceksiniz diyeyim size...
Hayır bir de gelip orama burama konup ecelinize susamış gibi davranıyorsunuz, benim de tepemin tasını tarağını attırıyorsunuz... Bak bir
Bahçelievlerde Ulubatlı Hasan İlkokulunun basamaklarından çıkıp, o 1-A sınıfına girdik destursuz. Baktım ki benden önce bir dolu çocuk gelmiş, öğretmenimiz ile hasbihal ediyor, esprili söylersek konuşuk ediyorlar... Biz de oturduk bir sıraya... Güzeldi ilk günler, Ali Ayşeye topu atar, ara sıra Ali ata bakar, ata biner günlerde öyle
İçinden geliyorsa / git sarıl / sokaktan geçen
Şehrin sokakları ile / arkadaş olabilirisiniz / hem de hiç
Kimileri koyun sayar. İyi güzel de koyun sayarak uyuyamıyorsanız, hayvanları çeşitlendirin, derim. Başka sefer keçi sayın ya da tavuk horoz cinsi bir şeyler sayın belki faydası olur... Yatakta kitap ya da gazete okumak da size fayda sağlayabilir... Olmadı hanımınıza ya da çocuklarınızın eline bir masal kitabı verin size
Sabah erkenden, kargalar, kelebekler, çekirgeler uyanmadan kalktıysanız, bir otobüse veya minibüse bindiğinizde koltuğa oturma şansınız da hayli fazladır. Eğer ki on beş yirmi dakika kadar geç kalırsanız, büyük bir ihtimal ile ayakta gideceksiniz demektir. Sadece ayakta olsa iyi, bir de itiş kakış, sıkış pıkış olacaksınız bindiğiniz araçta. Burada
Bu tür şiddet içeren diziler insana hiç bir şey katmadığı gibi, çocukların ve gençlerin bilinçaltına da direkt şiddet içerikli sinyaller göndererek onların hayatlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Bakın bakalım istatistiklere, bu diziler yaşamımıza girmeden önce suç oranları nasıldı; bu diziler hayatımıza girdikten sonra toplumsal şiddet olayları nereden nereye sıçradı?
Günümüzün birçok kalem ustası yazmaya ilk başladığı zamanlarda şiir ile merhaba demiştir edebiyat dünyasına. Daha sonra öyküye, romana, denemeye de zaman ayırmışlar ve bu dallarda da değerli eserler ortaya koymuşlardır. Hani der ya bir büyüğümüz ''Türkiye de her üç kişiden dördü şairdir.'' diye. Kısmen doğrudur da bu tez.
Süheyla Hanım var bizim apartmanda, kadın sanatkar resmen ev hanımlığında... Bir temizlik yapar, temizlik yaptığı yeri bal dök yala, o derece yani... Bir bulaşık yıkar bulaşık makinesi olmadan, sanırsın bulaşıklara gusül abdesti aldırıyor. Bir ütü yapar, gömlekler, ceketler dümdüz... Kocasına bir iltifatlar eder, adam yağ ile bal... Çocuklarını
Ben de emeği olan öğretmenlerim, / Hakkınızı helal edin... /
Erich Fromma göre " İnsan, seven bir hayvandır." Sevmek, yine sevmek, ondan daha güzel bir duygu yoğunluğu var mı dünyada Bir insanı sevmekle başlar her şey diyor. Zülfü Livaneli bir şarkısında... Büyük Mutasavvıf Yunus Emre de Sevelim sevilelim dünya kimseye kalmaz. demiş. Bir anlayabilse insanlar dünyanın kimseye kalmayacağını,
Sabahın 6.30'un da / Belediye Otobüsünde hem de / Edip
Ne bir hiç uğruna kurşuna dizilmek, / Ne seneler boyu ağlayıp üzülmek.
Tabi biz gittiğimizde koyunların dönmesi durmuş, ağıllarına çekilmişlerdi... İllaki koyunlardan birini sıkıştırıp bu konuyu açıklığa kavuşturmalıydım... Koyunların sahiplerinden de izin alıp ağıla daldım. İçlerinden en semiz olanını seçip mikrofon elimde ses kayıt cihazını da çalıştırdım. ''Ne iş bu, koyun dostum on iki gün durmadan dönmüşsünüz, başınız dönmedi mi,
Ünlü Türk Düşünemezleri düşlerinde ne görürler acaba, diye bunu da bir düşünmemiz lazım bizim. Düşünde düştüğünü gören, hayatta da düşer mi? Bir tutan olmazsa bence düşer düşmeye de düştüğü yerden de kalkar mı bir de ona bakmak lazım...
Bir metro seyahati, kısa bir yolculuk / bindik ilk duraktan karşımda altı kişi
1961 Ankara'da başlayıp devam eden bir hayat. İlk ortaokul, lise ve iki yıllık bir üniversite deneyimi, ticaret hayatı Ankara'da iki tane aslan gibi evlat biri dişi biri erkek aslan olmak üzere hayat mutlu bir şekilde akıp gidiyor. Biraz şiir, biraz öykü ve denemelerin sıcaklığında...
Elliyedi seneye sığdırılan bir yaşam. Geçip gidiyor işte şiir, deneme, öykünün sıcaklığında... Yirmi beş yıllık bir birliktelik iki de aslan gibi evlat daha ne olsun?
Mizah ağırlıklı öykü ve denemeler toplumsal ağırlıklı şiirler
Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Erich Fromm
Aziz Nesin, Muzaffer İzgü,