M. Emre Albayrak

Eflatun

Savaşlarla, cinayetler, tecavüzlerle bezenmiş bir yolu yürüyoruz insanlık olarak.. En mutlumuz gözlerini hiç açmayan.. Kulaklarımızda hep günahsız ölenlerin çığlıkları.. Yoruldum her cinayete ortak olmaktan.. Siz bakmasanız da olur.. Ben kaldırıyorum başımı..

Tanrı

Düşmeyi anlat dedi bana.. Düşmenin nasıl bir şey olduğunu.. Yaptığın hataların ardından, sana sunduğum laneti kabullenişini ve sonsuz düşüşünü anlat bana.. Binlerce yıllık kuraklıklardan ve her ölümlüyü binbir çileyle yok edecek acılardan geçtin.. Zihnine oyunlar oynadım.. Delirmen için neyim varsa yükledim sırtına.. Düşüşün anlam kazanmasın diye adını bile

Takva

Kişiselleştiriyorum bazen dünyanın dünyevi sayılabilecek dertlerini. Depremler ve yangınlar sanki sadece beni sinir etmek için oluyormuş yada savaşlar sinir kat sayımı yükseltmek için çıkıyormuşcasına kişiselleştiriyorum..

Huzur

Bir hayata yatıp bir başkasına uyanmak. Uyanmanın ötesine geçip arınmak ve arınmanın getirdiklerini insanlara aktarmak. Toprak olup geçmişini binlerce parçaya böldükten sonra yeniden bir gelecek yaratmak.. Olmazların dünyası biliyorum, ama "neden olmasınlar" da yakışıyor bu sabah gün doğumuna..

Domates

Bir cehennem hüküm sürerken çevremizdeki çoğrafyada, beklenen tek çığlık, kırmızısı kaçmış gözüken ve belki de asla dilimize değmeyen acılardan ve acıklı hikayelerden usanmış domateslerden.. Bir cennet rüyası ve sadece cehennemi yaşayabilenlerin taptığı, sen, ben ve hayallerimden gelen..

Başa Dön