Gerçek sanat, gizlenmesini bilen sanattır. -Anatole France |
|
||||||||||
|
Geçmişte almış olduğun öğretileri şöyle bir düşündüğün zaman insanoğlunun önceliği; önce beli, sonra mevkii, en sonunda da dini olmuştur. Bakma sen öyle sağda solda ritüeller ile poz kasıp kendini iyi – güzel – dindar sananlara… Bu kadar dindarlar ise neden Ali bendendir, ben de Ali’denim, kendi yerime ancak ben veya Ali eda edebilir diyenin yerine Muaviye ve onun egemenliğini tercih etmiştir? Bu konu niye o kadar da yüz üstüne çıkartılmamıştır? Devam edelim… Duyuyoruz türlü türlü toplumlarda… Adalet yerden yere vuruluyor, bana ne deniliyor. Görüyoruz… Helal süt emmişler hapse tıkılıyor, ters gitmeselermiş deniliyor… İki yazı yazıp, biraz şaka yapanların çat kapısı çalıyor… Bu insanların yaşadıkları olmamış gibi davranılıyor. Bunca adaletsizliğe ‘inananlardan’ zerre kadar ses çıkmıyor ama ekmek alamaz hale gelince bakıyorsun, halkın kanallarında ağlıyor. Niye? Fatih Sultan Mehmed; adaleti öldürdüğün gün devlet ölür diyordu. Sanırım ekmek alınamaz hale gelince de devletler pekala ölebiliyor. Buradan nereye geliyorum… Korsanlara… Zamanında İspanya ve İngiltere deniz savaşları ve yeni koloniler kurmak adına birbirlerini yemekle meşguller… Matbaa falan kabul edilmiş tabi. Hani… Neyse… Privateering yani ‘’Yasal korsanlık’’ adıyla bazı denizciler; İspanyol tarafındaysa İngilizleri, İngiliz tarafındaysa İspanyol gemilerini ele geçirebiliyor… Dedim ya… Yasal korsanlık… Bir nevi mercenary yani paralı askerlik hesabı ama denizde olanı. Bu savaşlar böyle sürerken bu ‘yasal’ korsanlar güçlenmeye başlıyor. Kontratları beğenmez, canlarını öne sürdükleri için çekilemez ve pahalı hale geliyor… Öyle şehit olursunuz falan umurlarında olmuyor… Zamanında birbirlerine karşı bu insanları ‘’yasal’’ adla düşman hatlara sürükleyenler; daha sonra onları korsan, isyankar ve suçlu ilan ediyor. Bunun üstüne de korsanlar Nassau adasını merkezleri baz alıp kendilerince Korsanlar Cumhuriyeti ilan edip tüm imparatorluklara karşı savaş açıyor. Ne kadar baba korsanlara sahip olsalar, ne kadar zeki hamleler yapsalar da haliyle koca iki ülkeye yeniliyorlar falan filan. Demem o ki önce karşındakini anla, sorgula ve niye neden yaptığını ya da yapabileceğini düşün… Mesela düşün şimdi… Gerçek bir dindarın peşinden koşması gereken ritüeller midir yoksa gerçekler mi? Gerçek bir vatanseverin sesini çıkarması gereken şey adalet midir yoksa aç kaldığında mızmızlanması mı? Yoksa… Günümüzde korsan olduğunu düşün… Binlerce zengin geminin geçtiği yerden nasıl bir gemiyi kaçırmak istersin? Az biraz konteyner olanı mı? Yoksa daha karlısını mı? Yani… O yüzden anlamadan, sorgulamadan öyle her gördüğünüze inanıp hemen yorum yapmayın… İlla yapacaksanız da unutmayın… Taa ilk ahitlerden geliyor insanın karakteri…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alp Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |