Bugün bir kez daha anlýyorum ki bu memleketteki ezan Türkçe olmalý… Niye? Bu memleketin insaný okunan ezanýn mantýðýný, nedenini ve Allah’ýn ululuðunu kendi dilinde algýlamalý da ondan.

Bugün bir kez daha anlýyorum ki bu ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk’u Tarih derslerinde zorunlu olarak okunmalý… Beraberinde sýnavlar yapýlmalý. Niye? Atatürkçülüðün parti ve simgeden fazlasý olduðunun algýlanmasý gerekir de ondan.

Bugün bir kez daha anlýyorum ki felsefe bu ülke topraklarýnda zorunlu olmalý… Niye? Farklý topraklardaki farklý insanlar zamanýnda neyi nasýl düþünmüþ, biz nasýl kah onlar gibi kah daha iyi düþünebiliriz diye düþünmeliler de ondan.

Ýzin verilir mi gücü elinde tutan iktidardan, ya da iktidarýn gücünü kaybetmesini istemeyen sarý ana muhalefetten… Þahsen bilmiyorum. Yine de demokrasinin güzelliði aslýnda burada… Ýstemekte, talep etmekte, birlik olup, daha iyisi için mücadele etmekte.

Dolayýsýyla çoðu surelerinin Hak – Adalet – Liyakat – Dürüstlük – Çalmama ile alakalý olan son dini kendi dilinizde okur, anlar, beraberinde sýrf kulaða hoþ geliyor diye deðil de herkes anlasýn diye ezanýn dilini deðiþtirip, manasýný anlar, anlatýrsýnýz bu bir seçenek…

Ya da neyin ne olduðunu bilmeyip, anlayamayýp gücü ele alanlarýn ya da sarý muhaliflerin yarattýðý sistemde taraflar tutar kendinizi bir þeyler hissedersiniz bu da bir seçenek.

Özet: Ýnandýðýnýz ve hakkýnda konuþtuðunuz kiþi ya da deðerleri; önce bir araþtýrýn, deðerlendirin, sonrasýnda buna göre de karar verin. Bu iþler ”ama Çin’de herkes ölüyor” dediler deyip deneysel sývýlarý olup, altýna tüm sorumluluðu kabul ediyorum diye imza atmaya benzemiyor. Bana göre tabi. Peki size göre?