Sanat doğaya eklenmiş insandır. -Bacon |
|
||||||||||
|
Augustus’tan başlayarak Roma’nın ve imparatorun yönetimine geçen imparatorluk dini , bütün öbür dinlere ağır basıp , tüm eyaletlerde yayılarak , güçlü bir birleştirici oldu. Augustus döneminde hem geleneksel kültler canlandı, hem de eski tapınaklar onarıldı. Çünkü Roma’da din anlayışı bireysellikten öte toplu halde devlet için yapılan ve meydana getirilen ibadetin devlete olan bağlılığı simgeleyen bir yanı vardı.Augustus’un ve dolayısıyla imparatorluğun eline , yönetimine geçen din anlayışı bireysellikten imparatoluk dini anlayışına dönüştü.Zaten Roma’nın içinde bulunduğu sınıf düzeni bu tür bir din anlayışını soylular tarafından daha da cazip bir hale sokuyordu. Özellikle birinci yüzyılda , bir romalı için din, siyasi bir müesseseydi. Ama cumhuriyetin son yıllarında ve imparatorluğun ilk yıllarında bireysel bir din gereksinimi git gide yoğunlaştı; bunun en önemli nedeni halkın özellikle alt tabaka halkın ; kölelerin, imparatorluk dininden pek bir şey bekleyemiyor olmasıydı.Oysa bu gereksinmeye yanıt veren doğu dinleri, belirli koşullar altında inananlara tanrının kişisel lütfunu, hatta ölümsüzlüğünü vaad ediyordu. Bu şartlar altında ortaya çıkan Hıristiyanlık özellikle köleler tarafından çabucak destek gördü ; çünkü Hristiyanlık dininde sınıf ayrımı yoktu.Ve yapılan her ibadet , her fedakarlık devlet için değil kişinin öz benliği için yapılıyordu.Bu da Roma’nın geleneksel dinlere verdiği siyasi niteliği ortadan kaldırıyordu. İşte bu anlayışta Roma , Hıristiyanları , yeni bir dine bağlandıkları için değil, fakat aynı zamanda siyasi yönüde olan dini kutlama ve törenlere katılmadıkları için , Roma toplumu içinde bölünmelere ortam hazırladıkları için suçluyordu. Soyluların ve yüksek rütbeli subayların kendi yerlerindeki rahatlılarından ve otoritelerinden ödün vermek istemeyişleri üzerine Hıristiyanlara karşı çok ağır cezalar verildi.Zaten Hıristiyanların geleneksel törenlere katılmamaları ve daha çok evlerinde olmaları , onlara her türlü vahşetin yakıştırılmasına neden oldu. Hıristiyanlığın ortaya çıkışı Roma’nın genel çizgisinde de bir düşüş başlattı. Bunun en büyük nedeni sömürgelere bağlı bir ekonomi izleyen Roma’nın köleleri başkaldırdığında içte kendini döndüremeyen bir ekonomiye sahip olması. Dışa bağımlı olan ekonomi, kölelerin ayaklanmasıyla çöküyor.Bunun üzerine gelen kavim saldırıları Roma’nın çöküşündeki en önemli etkenlerden ikisidir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ESRA BAYKAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |