Tarih, hiçbir zaman orada bulunmamış kişiler tarafından anlatılan hiçbir zaman olmamış olaylarla dolu bir yalan. -Santayana |
|
||||||||||
|
Kayıp ruhumu huzura kavuşturmak için çabaladın, çabaladın.Kendime bile açmadığım kilitli odalarımın kapılarını zorladın.Bana çoktandır anlamsız gelen cümleleri kurdurdun.İçimde bir umut açsın istedin.Küçücük bir umut kırıntısından nasıl deliler gibi korktuğumu bilmiyordun.Umut zehir gibiydi benim için,Kanıma karışıp beni zehirleyen umutlanmak korkusu çok acı veriyordu.Hayat bana her zaman daha fazlasının olabileceğini öğretmişti.Daha fazla acı ,tahammül edilemeyecek kadar acı. Aslında ikincisi yalandı.İnsanın tahammül edemeyeceği kadar acı yoktu.Bazen sadece yaşadığımız acının tahammül edemeyeceğimiz kadar olduğunu düşünüyor yada söylüyorduk.Ama hepsine alışıyorduk bir zaman sonra.Alışmak benim kabullenmek istemediğim bir duyguydu.Bunun için yaşamadığımı varsayıyordum çoğu zaman.Sabah işe giden,aynı rezil hayatı yaşayan,aynı ezbere diyalogları tekrarlayan ve ben bunu asla yapmayacağım dediğim davranışları bir bir yapan ben olamazdım.Kendimden gitgide uzaklaşıyor,olmamı istedikleri kişi olmaya çalışıyordum. Ama bunuda beceremiyordum.Ben ne olmamı istedikleri kişiydim nede kendim.Diyordum ki bütün umutlarımı kaybettiğimde içimde bana ait hiçbirşey kalmadığında,işte o zaman olmamı istedikleri kişi olabilirim.Senin istediğin ilgili ve gülümseyen sevgili,toplumun ezberlerini tekrarlayan uyanık bir fert,işverenin istediği çalışkan ve uyumlu eleman,Yaratanın istediği şükreden ve sabırlı kul. Sen benim için kendinden vazgeçtin sevgili.Bildiğin ve güvenli dünyanı bırakıp aşkın o belirsiz ve tehlikeli gezegeninin yıldırımların çaktığı ve fırtınaların koptuğu atmosferini soludun.Solan yüzüne bakarken, senin çok iyi bildiğini sandığın,benimse hatırlamaktan korktuğum o bildik duyguyu gördüm. Düşgörüsel bir düzlemde öngörülemeyen bir düşüştü yaşadığımız.Telaşla kaçırırken bakışlarımı,beni görmenden korkuyordum.Biliyordumki gözlerimin içinden ruhumun derinliklerine sızan bakışların,yaralarıma değdiğinde hiçbirşey aynı olmayacaktı.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ö.Gökhan Ergüven, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |