Avuçlarımla Kanımı

baş parmaklarımla yokladığımda nabzımı titreyen bir enjektör sessizliğinde düğümlendim diyetimle. kahpedir ey zat hayatın altın fiyatındaki fiyakası. bağrında sancı ağrında kapatılmış kapatmaları.

yazı resim

Sabahtı ayazımın bar fedaileriyle çatıştığı nokta. Leş gibi kokuyordu burnuma bedenim sırtımda sancıyan bir acıdan ziyade kokusu burnumda kan direnci irinim. Sahte bir kaç bedel sonrasında tene değen ve veletken suratına bakıp sinek ısıracak geçecek denilen bir titreme sendromu. Dişlerin arasında sıkılan serum lastiği gerginliğinde bir omurga çatırtısı dişlerimin başa vuran sancısı.
Gözlerimin altında sahte bir boşluk morumsu ya da içindeki kanın retinaya baskısı. Avaz avaz yırtılırken damarımın mermer döşemeliği kapanırdı kapakları karanlığımın. Ses yok kulaklarda sancılı bir uğultu, başa vuran bir mermi çekirdeği hissizlik devinimi.
Bitikliğin iliştirilmiş ey zat, dudaklarının arasına gerginliğiyle düzülen mermerlerden.
Bir orospu dokunurdu geceden ayak bileklerime, sıyrılırdı ruhun beden gezintisi.
Işıkları yakın lan daha erken değil mi?
Sesim çıksana yırtıyorum ses tellerimi.
Artık acımıyor kar altında donan parmaklarım.
Siktiri çalıp duvarlara sıvadım avuçlarımla kanımı.

Başa Dön