... Buke...

yazı resim

Şımarık göğün altında mey denizi
Uçuşuyor şarap kokulu kadınlar

İki iri üzüm tanesi çocuğun gözleri
Göğerdi, belli ki asmadaki annesi

Çapsız ve pervasız asılı kalır salkımlar
Şıranın azizliğine kapılır gönlünce ten

Tin olur Ay okşar çıplak gelinin belini
Isırıcı bağında çığlık çığlığa d/üzümler

Süzüp kanını getirdiler meşk sofralarına
Kursağında köprü altları zavallıdır şimdi

Zindanlarda tadı buruk izafi şaraplar
İç bakalım, ya aslansın ya da zifafi

Buz gibi pençeleriyle sarılırken kendine
Çenesini bağladı zulüm, kalakaldı elleri

Ter kazanlarında bozuk şerbet, misali
Karanlık mahzenlerde sirkedir şimdi

Öfkesinde kanarken gün bozar zeval
Düşmez kesik dile, ruhun gücüne gider

Kimsesizlere küsmüş sokak lambasının
Işıksız sırtından yudumlayın bu s/özleri

Kaderin kulelerinde sonsuza kadar
Mutlu yaşamak değildir kavuşmak

Banak banak çocuklar ağlıyor bak
Yıllar demler gidip de gelmeyenleri

Koruk türkü kanık toprağa hak diye
Kır kanadı, yol düşü, yere çal geceyi

Yedi göbekten kes hesabı abu hancı
Çivisiz bedenler sarar bu sınığı, zannetme

Geçmişim bu dünyanın kahve faslını
İzbe kadehlere gülme buke, Tanrı zavallı!

Habibe Ağaçdelen
]]

Başa Dön