DERTLEŞME
Ben bugün itibariyle 45 yaşımdan 48 gün almışım
Eyvah, yaşlanmanın tadına varmadan yaşlanmaya başlamışım.
Saçlarımda ak ve neredeyse çökmüş iki şakak
Derler ki, beyazlar olgunluk çizgisidir,
Aslında bence, acıların dile gelen giz’idir.
Biraz erken yaşadım galiba yazılanları,
Takdir mevla’nın elbet ben yazmadım olanları,
Şöyle bir düşünüyorum da; Vaktinden evvel yağdı sanki saçlarıma kar
Şimdi nefes alışımdır sadece bana kalan kar
Çocukluğumu özlüyorum, Hiçbir sorumluluğumun olmadığı zamanları
Güneş doğmasın üstünüze diye uyandırırdı sabahları babam
Başlardı her sabah gürültüsüz günün öyküsü
Ve her sabah radyoda bir Neşet ERTAŞ türküsü
“Seher vakti çaldım yarin kapısın”
Babamdan tatlı bir emir,”hadi herkes işini yapsın”
Babam dedim de;Onu çok özlemişim
Şakası yok bunun,28 yıldır babamı görmemişim
Onun o sakin gülümseyişini
Sararmış parmaklarıyla Samsun sigarasını içişini
Başında kasketi, üstünde mavi gömleği
Ayağında şalvar, hep sol kolunda giymediği ceketi
Onca kardeşin üstünde kurduğu yumuşak disiplini
Korurdu aramızda varlığı hep çeki düzeni…
Çocukluğumun en önemli anısıdır
Sabah, tan ağarışında kalkar, namazını kılardı
Ardından kömürde çay demler, gelir yanımıza, hepimizi bir bir uyandırırdı
“Sağlık” derdi,”şükür” derdi,”sabır” derdi, Her işimizde mutlaka dürüstlük isterdi
Velhasıl babam; çocukluk… O yıllarda varlığını pek istemesek de,
Nizamdı, intizamdı, tam bir eski zaman beyefendisiydi.
Dedim ya;28 yıl olmuş gideli, Geçenlerde ziyarete gittim kabrini
Fatiha okudum ruhuna, hayalini aldım karşıma,
Gözlerim dolu dolu, baktım hece taşına
Ve gördüm ki onsuz yaşadığım koca bir 28 yıl var yalnız, tek başıma…
Şimdi olmazları olur edecek gücümüz yok, O güç mevlama ait, ona has sadece
Ama birkaç diyeceğim var babama
Rahat uyu babam, ruhun cennet tahtında,Diliyorum varlığın İrem bağında
Ama baba, gücüm tükeniyor, dayanamıyorum
Sen burada olsaydın ne yapardın bu zorlukların karşısında?
Çekip gitmek harcım değil, kalmalıyım.
Baba ya, niye bana da öğretmedin pes etmeyi?
Ha? Ben ne diyeyim torunlarına söyler misin?
Artık hoşça kalın, dayanamıyorum desem
Ve çekip gitsem dünyadan yaptığımı tasvip eder misin?
Baba ya; kalk, aç gözünü, özlediğimi boşver,
Yol göster bana, “yaparsın” de,”başarırsın” de “güçlüsün” de
Bir daha göreyim gülümseyen yüzünü, Sonra yine git mevlana
Belli ki onun yanı daha çok güldürüyor yüzünü
Kabrin nur,mekanın cennet ola.
15/08/2009 GÜLNAR YOLU