Hangi çeşmenin girdabında ellerin su içmek niyetine sele tutuldu.Ve hangi nehrin akıntısında yüreğin duygulara boğuldu.Soluğunda çakıl taşlarının sertliği mi oluştu.Her nefes alışında yüreğine kayalar mı düştü ve neden böyle bir acıya dönüştün.Az daha bir ekmek adına buğday tarlalarına dil uzatacaktın.Ve kızarak ona buna gökteki bulutlara laf atacaktın.
Bulutları ağlatacaktın.Ve böylece çiçekleri ve buğday tarlalarını sulayacaktın.Oysa ellerin çoktan kan tutmuştu.Avuçlarınsa pamuk tarlaları dolmuştu.Vazgeçmiştin yarana tuz basmaktan.Her yere pamuk ekmiştin böylece yaralarını iyileştirmiştin.Ağlamayı salya sümük şarkılar söyleyenlere bırakmıştın.Neden neden öyleyse ağlamamak adına bir nehre kendini atmıştın.
Sözlerin bir nehir olmuştu.Ağzından akan sular dudaklarından çağlayanlar halinde kopmuştu.Sen yüreğinin vanalarını kapayarak coşmuştun.Dünya yüreğinde bir fındık büyüklüğündeydi.Ve kabuklarını kırarak sular seller gibi kendine yollar ve yeni dünyalar kurmuştun.
Pamuk tarlalarının üzerinde kanlı bulutlar dolaştığında ve her yerde yarasalar uçuştuğunda çeşmeleri yıkmıştın.Artık bir pamuk tarlasında nehre dönüşmüştün.Hem yüreğine su serpmiştin hem yaralarını kendin sarmıştın.
Karanlık bir gecede hem şiir hem yalnızlık olmuştun.Ne yıldız vardı gökte ne de yağmur.Şiir parmaklarının ucundan akmıştı.Sen mısra mısra avuç dolusu suya doymuştun.Kendine ait bir dünya kurmuştun.Masmavi sularda yüzmüştün.
Zamanı cehennem gibi tutmuştun.Hayat akıp giderken ayak diplerinden küle dönüşmüştün.Beynindeki kirişler yıkılıp ateşli düşünceler haline geldiğinde su su diye tutturmuştun.Ve sonra dudaklarından serin ve ferahlatıcı cümleler döktürmüştün.
Böylece böylece yüreği yanık insanların sözcüsü olmuştun.
Bu hiç kolay olmamıştı.Önce cehenneme gitmiştin sonra yana yakıla gelmiştin.Bir nehri sürükleyip getirmiştin.
Yaralarına tuz basmaktan vazgeçmiştin.Beyaz bulutları yeryüzünün kanayan yerlerine pansuman etmiştin.Dünyayı iyilştireceğini sanmıştın.Kendi sağlığını kaybetmiştin.Sonra dünyanın sesini,rengini ve şeklini değiştimekten vazgeçerek sadece vicdanının sesine kulak vermiştin.Ejdarha başlı çeşmelerden yüreği yanık insanlara su vermiştin.Çeşme başında şarkılar söyleyerek hayatın öküz sesine insanca seslenişinle karşılık vermiştin.
Hangi Çeşmenin Girdabında
Hangi çeşmenin girdabında ellerin su içmek niyetine sele tutuldu.Ve hangi nehrin akıntısında yüreğin duygulara boğuldu.Soluğunda çakıl taşlarının sertliği mi oluştu.Her nefes alışında yüreğine kayalar mı düştü ve neden böyle bir acıya dönüştün.Az daha bir ekmek adına buğday tarlalarına dil uzatacaktın.Ve kızarak ona buna gökteki bulutlara laf atacaktın.