İstakoz duyargaları
Vakti hayli geçkin
Cam önü menekşeleri
Duvarsız kelimeler
Balkon ipinde
Kül rengi
Boynu bükük papatyaları
Küme küme
Güz bulutları
Bir şey söyleyecektim
Dilimin ucundaydı sancıları
Beni buradan götür şarkıları
Yaz akşamları
Yaz akşamları
Uyusunda büyüsün durakları
Telafi edilemez hat(ıra)alar koleksiyonu
Obur aklın kendini bilmez manifestosu
Sat kendini ucuza gitme pazarları
Bir gül olmalı şiiri
Gözlerimde kan şiiri
Gönlümde gam şiiri
Otoyol kenarı
Kolonyalı mendil ve hatıra ormanı
Vardiyalı işler dönüşü
Evlat kokusu
Nutuk atan bir adam
Nutuk dinleyen bin adam
Onlara bakan
Nutku tutulmuş bir deli
Bir resimde
Kederli bir kadın
Soru sorar gibi
Sanki sorulması gereken
Her şeyi sormuş gibi
Disipline et kendini
Var gücünle çalış
Var gücünle yarış
Var gücünle karış
Toprağa
Nidaları
Oysaki hayat vardı
Sormamayı becerebilseydik
Yaşayıp giderdik
O dağ senin
Bu tepe benim
Unutabilseydik
Geçip giderdik bir üçyüzüç gibi
Anıların ıssızlığından
Amortisörlerin tıslaması eşliğinde
Bir Anadolu şehrinden geçer gibi
Ve yazabilseydik
Ah keşke yazabilseydik
Doğurabildiğimiz kadar
Kederli çocuklarını
Bu toprakların
Yeşertebildiğimiz kadar
Sürgünlerini umutların
Yaşatabilmek için dualarımızda geleceği
Kendini hiçbir yere ait hissedememenin
Adıdır yalnızlık
Gidecek hiçbir yerinin kalmamasıdır
Kelimelerden başka
Ve yaralı çocukluğunu sürüklemektir
Peşin sıra