] ]
ellere sinen fesleğen kokusunun sızısında...
süzülüyor damlalar hesapsızca,
fısıltılar arasında
yorgun bakıyoruz içimizin aydınlığına,
bulutlar kuşatırken, düşüyor yağmurlar
güneşi soğutuyor köprüye gelmiş ruh
sessizliğin bozgun adımlarıyla
sarsılıyor...
gölgeler sindikçe ışığın kanatlarına,
çile odasında yaşarken
uçuyor hoyratça soğuk rüzgâr
savururken günlerin yapraklarını
kapılara prangalar vuruluyor
anahtarlar bulunmaz oluyor
köhne yansımalarımızın
boşluğunda...
iç sesimiz duvarlara çarparken
güneşten çivilerle işleniyor yanıklarımız
ıssızlığın ortasında kayboluyoruz
gölgemiz bizden bir adım öndeyken
kokluyoruz hayalimizi
ellere sinen fesleğen kokusununu
sızısında...
Merâl Özcan