"Bu saatte uyanık olmak, henüz yazılmamış bir romanın ilk cümlesini kaçırmakla eşdeğerdir." - Dorothy Parker (Kurgusal)"

Kar hala yağıyordu;

Örsle çekiç arasında kalmış köseleden ne farkı vardı hayatının..

yazı resimYZ

Bir odun daha koydu, özene bezene kenarı delik, küllüğü dolu, borusu eğrilmiş, boyası dökülmüş, ayağı destekli emektar sobaya. Kar geceden beri aralıksız yağıyor. Epeyce kapatmış etrafı. Geçen kış da böyleydi de Romatizmaları iyice artmıştı. Bu sene kış biraz daha erken mi geldi ne ? Ağaçlar hazırlıksız, kuşlar aç, börtü böcek açıkta. Bu soğuğa can dayanmaz diye düşündü. Aslında kendi de hazırlıksızdı ya neyse. Çelimsiz kuru bir adamdı, çok üşürdü. Örsle çekiç arasında kalmış köseleden ne farkı vardı hayatının. Hava kararmak üzere eve erken gitmeli diye düşündü. Doğruldu; beli tutulmuştu sürekli oturmaktan. Siyah önlüğünü çıkardı. Çekicini, örsünü, çivilerini herzaman ki gibi sevip okşadı öyle yerine koydu. Atmış yılını verdi bu kunduracı eskisi dükkana. Söylemesi kolay; atmış koca yıl.
Yokluklar, hastalıklar, savaşlar gördü. Karanlık geceler yaşadı bir ömür. Sobanın üzerinde ki isden ve dumandan kararmış çay kaynattığı demliğe dalıp gitti gözleri.
Üşumüyordu artık, ıslandığını da hissetmiyordu. Yağan kar gözyaşlarımıza karışıyor. Bu kar hiç dinmeyecek ve biz daha çok ağlayacağız bir kundura eskicisi için.
Kar hala yağıyordu..
şubat/2002

KİTAP İZLERİ

Nasipse Adayız

Ercan Kesal

Ercan Kesal’ın Trajikomik İktidar Oyunu: "Nasipse Adayız" Her siyasi kampanya bir absürtlükler tiyatrosudur, ancak Ercan Kesal, "Nasipse Adayız" ile bu dramanın Türkiye'ye özgü sahnesinin perdesini
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön