Koynumda sancılar doğuyor
Sıtması var yalnızlığın
Ayrılığın keskin bir bıçak gibi
Düşüyor gözlerimden yol izlerin kayboluyorum
Gece tenha soğuk kaldırım taşlarında göz yaşlarım
Ve ben sırıl sıklam koşuyorum kara kayalıkların başına
Gemiler kayboluyorlar bir bir rıhtımda
Denizde alabildiğince sis
Suskun düşüyorum dalgaların kucağına
Martı çığlıklarında sesler kovalıyor bedenimi
Dalıyorum en dibine sensizliğin acısında
Nefesim sulara karışıyor köpük köpük
Gözlerimde kuruluk o aynı yalnızlık
Biliyorum ki eziyorum günü kara tahtadan siler gibi
Siyah simsiyah ve şimdi dönüyor gün
elem var açlık sevdasında kehren gecede
Ölüm dünk’ü dünkü gelen doğum yeni başlıyor
İki heceli bir baş soluyor canı can damarlarımı
Musübetten gayrı ar yağıyor geceye
Saklı ahkamların çığırtısı yıldırmış yıldızları
Düş olmuş sevdaya kirli sarımsak kokusu
Arşa ulaşırken kasvetin namı
Çökmüş yanlızlığımın üstüne
Az kalsın dönüyor başım
İki yüzlü aynaların yansımalarında
Alıyorum uzanan iki el yüzüme vuran tokat
Bitti dediğim başlangıçların ortasında
Yaşam yeniden doğuyor geceden gelen selamlama ayla
Feriha Ceylan ] ]