Rakı Bahanesi

Şehrin iyice dışına çıktık. Arabamız toprak yolda, bir çukura gire, bir çukurdan çıka yol alıyor. Yol kötü ama manzara güzel...

yazı resim

Şehrin iyice dışına çıktık. Arabamız toprak yolda, bir çukura gire, bir çukurdan çıka yol alıyor. Yol kötü ama manzara güzel. Doğa yeni uyanmaya başlamış. Yerler yeşile tutmaya başlamış. Yol boyu çeşmeler görüyoruz. Anadolu’ nun bereketi onlar. Hiç bir karşılık beklemeden akar durur, susuz dudaklara derman.Toprağa candır onlar.Çeşme başlarında çocuklar el sallıyor bize.Bizde onlara el sallıyoruz.Kadınlar tarlada iki büklüm.Kimi çapa sallar, kimi sulama yapar.Bir tanesi tarlanın kenarında derme çatma çardakta bebesini uyutur.Hem ana, hem ırgat, hem sevgilidir Anadolu kadını.Bir tanesi yolumuzu kesip buyur etmek istiyor bizi.Yolumuz uzun diyoruz.O zaman alın şu kavunu mola verince yersiniz diyor.Alıyoruz tertemiz nur yüzlü Anadolu anasının elinden kavunu.O bizimde anamız hakkını helal ediyor, para teklifimize karşılık.Dur o zaman bir resmini çekeyim hatıra olsun.Kabul ediyor yaşlı kadın.Yollar toprak, yollar uzun , yollar hasret, yollar gurbet.Akşam olmak üzere varıyoruz gideceğimiz yere.Büyük ve asırlık ağaçların arasına dalıyor arabamız.Yola benzer bir toprak parçası bizi eski, taş bir binanın önüne kadar götürüyor.Yaşlı bir adam karşılıyor bizi hoş geldiniz diyor, geç kaldınız.Anlatıyoruz neden geç kaldığımızı.Arabayı uygun bir yere koyup elimizi, yüzümüzü yıkıyoruz buz gibi suda.Su bizi kendimize getiriyor.Size balık yaptım diyor yaşlı adam.Yanında birde rakı olsa dediğimi duymuş gibi.Rakı da var dedi.Keyfim yerine geldi.Yemeği evin önündeki ağacın altındaki masada yedi, büyük bir iştahla.Ne sivrisinek, ne yorgunluk geldi aklımıza.Alın rakı ve bardaklarınızı sizi bir yere götüreceğim dedi yaşlı adam.

Takıldık peşine, yine toprak yoldan bir tepeye tırmandık.Biraz zorda olsa cıktık tepeye.Gökte kocaman bir ay.Işığını esirgemeden salmış dünyaya.Havaya değil karşıya bak dedi adam.Baktım.Düm düz bir su, uzak kıyılardan ışıklar vuruyor yer yer.Hafif bir çalkantı.Epey ilerlerden motor sesleri.Ayın ışığı vurmuş, bizim taraftan ağaçların aksi suda.Kulaklarımızda böcek sesleri, eski bir şarkı.Oturun dedi adam.Oturalım ama nereye.Adam yan tarafı gösterdi eli ile.İster içeri, ister dışarı, buyurun dedi.Kafamızı yana cevirdik.Aşağıdaki evin tam tersine daha bakımlı, daha gösterişli bir ev.Işıkları yaktı yaşlı adam.Bir masa ve sandalyeleri beraber çıkardık dışarıya.Oturduk ay ışığına karşı gölü seyrettik.Bir bardak rakının insanı nasıl sarhoş ettiğini orada anladım.Yâda, rakının sızmam için bahanem olduğuna.

Başa Dön