Nasıl, bir ışık görsek, o ışığın bir kaynağı olduğunu biliriz; bilgi de, her şeyi bilen Tanrı'nın ışığıdır. Bu yüzden; bilginin her zaman var olduğunu göstermek, onu var edenin de her zaman var olduğunu göstermektir. Onun, zaman ve mekanı kuşattığını göstermekse onun tek olduğunu göstermektir.
"Bilgi yoktur." İfadesini bilgi kabul etmek çelişkilidir. Çünkü; bu kabul, aynı zamanda hem bilginin yok olduğunu hem de bir bilginin var olduğunu kabul etmektir. Yani; bilgi vardır. Bilginin, bilme fiili ile birlikte var olduğu ve bilme fiilinin failinin bilen olduğu dikkate alındığında; en az bir bilen vardır.
Çevremize baktığımızda; bir takım olayların var olduğunu ve bu olayların, zaman ve mekan ile sınırlı olduğunu görüyoruz. Bu olayların da bilgisi var. Bilginin, bilme fiilinin sahibi bilen -şüphesiz- tüm bu olayların bilgisini de bilir. Zaman ve mekan içindeki bu olayların bilgisini ise ancak zamanı ve mekanı kuşatıp gözlemleyebilen bir kimse bilebilir. Demek ki bilginin ve bilme fiilinin sahibi bilen, zamanı ve mekanı kuşatıp gözlemleyebilendir. Mekanı kuşatan, mekanı her tarafından kuşattığından tektir; mekanın üstünde olduğundan yücedir, mekanı her tarafından kuşatıp mekanın üstünde olduğundan ve de mekanın üstünde tek büyüklüğe sahip olduğundan sonsuz büyüklüktedir.