Tükendi...

Kaç şişe şaraptan sonra akmayı bırakırsın damarlarımdan, bir günde tüketilmiş kaç paket sigara seni unutturacak dertler verir başıma, kaç yüzden sonra silinir yüzün aklımdan?

yazı resim

Üşüyen ve bir tek buna üşenmeyen bir bedenden ibaretim şimdi. Başucumda izmaritlerinden yalnızlığıma kale yaptığım bir kültablası, üzerimde sıcaklığı yetmeyen bir battaniyeyle seni unutmanın planlarını kuruyorum, hayatımda yapmam gereken tüm planları bir kenara atarak. Kaç şişe şaraptan sonra akmayı bırakırsın damarlarımdan, bir günde tüketilmiş kaç paket sigara seni unutturacak dertler verir başıma, kaç yüzden sonra silinir yüzün aklımdan? Hesaplıyorum; ermiyor aklım, rakamlar beynimde büyüyen, çoğalan, birbirini yaralayan ve bundan zevk alan insanlar gibi. Kalbimdesin, kaç ay oldu saymadım, duvarları yumrukluyor, isyankar tekmeler savuruyorsun, ağaçlara kör bir bıçakla isimler kazıyorsun, her ağaca bir kalp, her kalbe bir ok atıyorsun, kanatıyorsun her ağacı, ormanlar yakıyorsun acımadan. Sonra oturup ağlıyorsun yangının tam ortasında dizlerini karnına çekip, başın ellerinin arasında çocuklar gibi ve dizlerini her karnına çekip başın ellerinin arasında çocuklar gibi ağlayışında seni planladığımdan da uzun bir sürede unutacağımı anlıyorum yani çocukluğun çekiyor beni sana, mutlu olmayı özlemiş bedeninle karşıma her dikilişinde karşı konulmaz bir girdap gibi sürükleniyorum sana. Senin çektiğin acıları düşünmek unutturuyor acılarımı. Oysa sen benimleyken yalnızlığını özlüyorsun. Boşluğa bakarak dinliyorsun sözlerimi, boşluğa kuruyorsun cümlelerini.
Çıkmıyorum vakit sabahı çoktan geçmiş olsa da yataktan, daha bu hayatın çok azını yaşamış olsam da ölümü şimdiden kabullenebilecek kadarım. Tahammülüm yok insanlardan bir şey beklemememe rağmen onların benden çok şey beklemelerine.
Üşüyor ellerim, sen ellerimi tutarken kavuracağını sandığım sıcaklığına rağmen çok çabuk silindi sıcaklığın avuçlarımdan, varlığının bereketi çok çabuk tükendi.

Başa Dön