Yeni Yılda Aşka Kapalıyız!

Geçmiş aşklar dönem ile şuan ki aşklar dönemini karşılaştırdığımız zaman ortaya çıkan bilançodan inanın korkuyoruz.Tamamıyla toplumumuzdaki aşk anlayışı rezilliğin eşiğine getirilmeye çalışılıyor.Etrafımız günübirlik ve yalancı aşklar ile çepe çevre çevrelenmişken,bizde kapımızda “YENİ YILDA AŞKA KAPALIYIZ” tabelasıyla karşılıyoruz yeni yılın taze ama kadir kıymet bilmeyen aşklarını….

yazı resim

Dökmek lazım bütün aşkları bir denize…Erkeklerin aşklar uğruna harcanmalarının verdiği acılar bir yana dursun,yaşadıkları acılara rağmen halen yağmur ıslaklığında yardım bekleyen kediler gibi tekrar tekrar kızlardan af dileme çabalarını görünce daha da bir deli oluyorum.Sırf ıslanmış kedi yardımlarıyla karşılaşmamak için bütün aşkları denize dökerdim.Ama elimde değil…
Bazı aşklar vardır yaşanmaya değer,aşklar vardır Sevda Tepesini deler.Bazı aşklar da vardır ki yarım saate acısı diner.Tıpkı günümüzde yaşanan aşklar gibi…Toplum mu insanı yönlendiriyor yoksa insan mı toplumu?Bir türlü anlaşmış değilim.İnsanlar gün geçtikçe başkalaşmaya başlıyorlar.Yaptıkları rezilliklerle sadece kendilerinin değil,AŞKLARIMIZın da ismini kirletiyorlar.
Dedemi ve Ninecağzımı düşünüyorum da;hiçbir zaman kavga etmiyorlar.Sadece birbirlerine akıl vermekle yetiniyorlar.Bir baksanız birbirlerine o kadar bağlılar ki biri köyden yanımıza gelse,öteki hemen ondan önce soluğu bizde alır.Anlayacağınız birbirlerine o kadar bağlılar.İster istemez insan şunu düşünüyor.”İnsanlar birbirlerine yakın kaldıkça aşk gerçekten azalıyor mu?”.Evet doğru bir tespit.Dedelerimizin ömrü gurbette,ninelerimizin de hasret kokan yaşlı gözleri hep yollarda kaldı.Çoğu görücü usulüyle evlenmelerine rağmen hepsinin nur yüzleri bizleri o yılların bile eskitemediği taze gülümsemeleriyle karşılıyor.Namuslarını yani sevdalarını(şimdiki aşklarda namus sevda değil,ayak altına serilmiş çarşaf rolünde olduğunu da hatırlatmakta yarar var.)internet sitelerine,tuvalet kapılarına ve ya duvarlara değil,kalplerindeki en yüksek hatta Ağrı’dan da yüksek Sevda Tepesi’ne kazıyorlardı.
Şimdiki gençlerimizin her birinin elinde telefon,bıçak,çakmak,sigara ve bunlara benzer bir çok kendilerince yararlı alet-edevatlarla aşk yaşıyorlar.Ne gurbet ne sıla ne de sevdanın ateşiyle birbirine karışmış bir hasretlik yaşıyor.Ya sevgilisi sürekli yanında,ya da sürekli telefonu kulağında oluyor.
Geçmiş aşklar dönem ile şuan ki aşklar dönemini karşılaştırdığımız zaman ortaya çıkan bilançodan inanın korkuyoruz.Tamamıyla toplumumuzdaki aşk anlayışı rezilliğin eşiğine getirilmeye çalışılıyor.Etrafımız günübirlik ve yalancı aşklar ile çepe çevre çevrelenmişken,bizde kapımızda “YENİ YILDA AŞKA KAPALIYIZ” tabelasıyla karşılıyoruz yeni yılın taze ama kadir kıymet bilmeyen aşklarını….

NOT:BU YAZI MEZOPOTAMYA’NIN SERİNLİĞİNDE YAŞANMIŞ OLAN MEM U ZÎN’İN KUTSAL SEVDALARINA ADANMIŞTIR.
]

Başa Dön