Bir yıldızın koynundan
Simsiyah saçlarını savuran geceye,
Ve gecemi aydınlatan zifiri karanlığa,
Bir papatya tazeliğindeki saçlarına,
Vurulmayı bekleyen bir ceylanın
Ürkek bakışlarını saklayan gözlerine,
Ve kızıla boyanan akşama andolsun ki;
Seviyorum seni....
Yıllarca kalsam da sensiz kuyularda
Bir " of " bile demem, beklerim Yusuf gibi!
Avuçlarımdan semaya akıp giden dualarıma,
Sabahları hayra yorduğum rüyalarıma,
Her gece ellerimle büyüttüğüm yalnızlığıma,
Ve gözlerine benzeyen
Bahçedeki mor menekşeye,
Yağmurdan sonraki toprak kokusuna,
Ve yedi renk gökkuşağına andolsun ki;
Seviyorum seni...
Yıllarca arasam da seni uzak illerde
Bir " of " bile demem, bulurum Ferhat gib!
Şahit bak bütün cihan
Sensiz kaldığım her gece
Kor değil, kör ateşlerde yandığıma.
Ve ellerinle yangına çevirdiğin yüreğime,
Bir paçavra gibi savrulup giden gölgeme,
Çamura saplanan, kirlenen hayallerime,
Yeni doğan bir bebeğin umudu üstüne andolsun ki;
Seviyorum seni...
Yıllarca kalsam da alevlerin içinde
Bir " of " bile demem, yanarım Kerem gibi!
Yarımım artık, ne bir bütün ne de tam
Issız bir çölün ortasında
Gördüğü düşlere sığınan.
Sarı kumlara düşen gölgesini,
" Sen " sanıp hep aldanan.
Ki ayak bastığım bu uçsuz bucaksız
Bu yüreğim gibi tenha sahraya,
Başımda dolanan anka kuşuna,
Ve mahşere kalan vuslata andolsun ki;
Seviyorum seni...
Yıllarca bir başıma kalsam da çöllerde
Bir " of " bile demem, gezerim Mecnun gibi!
Yusuf Gibi...!
Bir yıldızın koynundan Simsiyah saçlarını savuran geceye, Ve gecemi aydınlatan zifiri karanlığa, Bir papatya tazeliğindeki saçlarına.........