Bu Akşam
Dokunmayın keyfime, kanatlandım, uçuyorum bu akşam / Efkâr bastı rakının g.tüne yavaşça vuruyorum
Dokunmayın keyfime, kanatlandım, uçuyorum bu akşam / Efkâr bastı rakının g.tüne yavaşça vuruyorum
Oyun, bir yaz sıcağında Lefkoşa’dan tatil için köye giden bir ailenin içine düştüğü komik durumu ele alıyor. Köy yerindeki insanların dışarıdan gelen kişilere bakış açılarını değişik bir biçimde anlatıyor. Evde kalmış bir kızın durumu, annesinin onu mutlaka biriyle evlendirmek istemesi konu ediniyor.
Hayatın meşakkatli tüm çilesini çeker analar / Sevgi tohumunu dünyaya bir bir eker
Öyle kendi halime bırakıp gitme beni / Arkanda yetim kalmak istemiyorum
Bu gün bir duble rakı içtim, / Bütün dertlerimi deştim. /
Gök mavisi mi deniz mavisi mi saklı gözlerinde / Yüreğime ince ince turkuaz
Oyunda içinde yaşadığımız düzenin yanlış işletilmesi eleştiriliyor. Dönen çarkın nasıl döndüğünü, sağlıksız bir döngünün içinde olduğumuz anlatılıyor. İnsanların zayıflıkları, geçmişteki yaşananlar, insanların görevlerini nasıl kötüye kullandıklarını ve bunun ortaya çıkardığı olumsuz etkiler ele alınıyor.
Onlar kader mahkumları. Onlar bir şekilde ceazevine giren ve tutuklulukları boyunca toplumdan soyutlanmış; dışarıya hasret, güne hasret, dosta, arkadaşa, yarenliğe hasret, bir merhabaya hasret, ötekileştirilmiş mahkumlar.
ruhum sevgisiz yapayalnız yine / dokunmayın bunalım takılıyorum / aşinayım
şiirlerinde Fuzuli'yi örnek almış sanki. Onun gibi aşk acısı var şiirinde. Acı, ayrılık, gam, keder, ateş gibi sözcüklere sılça yer verilmiş. Aşk ve sevgi şiirlerinin ana teması.
Lefkoşa, Lefkoşa olalı bu kadar insanı bağrına basmamıştı. Bu kadar insanı dar sokaklarında ağırlamamıştı. Lefkoşa, Lefkoşa olalı bu kadar acı, bu kadar hüzünlü bir günü yaşamamıştı.
Sıkıntılar, yokluklar, çaresizlikler... Salon yok, kadro dar, bütçe yetersiz... Böyle şartlarda çalışmak gerçekten zor. Zordan da öte. Mucizevi bir şey. Fakat ne olursa olsun parmağımızın arkasına saklanmadık
Cinsellik toplumumuzda hep bir tabu olarak kalmış bir konu. Konuşulmuyor, tartışılmıyor, hakkında görüş belirtilmiyor. Oysa insan yaşamında bir gerçek olgu. Vazgeçilmez bir unsur.
1941 yılında Cihangir Köyü’nde doğmuş. Güzel sanatlara ilkokul yıllarında ilgi duymuş. Liseyi bitirdikten sonra Türkiye İş Bankası’nda çalışmaya başlamış. 1960 yıllarında bir arkadaşı ile “Uyarı” isimli sanat dergisi çıkarmış. Aynı yıllarda Güzel Sanatlar Derneği’nin Türk Sanat Müziği saz heyetinde görev almış. Burada ud çalmış. Tanıştırıldığı bir ressamın yüreklendirmesiyle
“Kod Adı Venüs” o yıllarda Kıbrıs’ta bulunan genç bir İngiliz kızın başından geçen olayları ele alıyor. Başka bir deyimle Kıbrıs olayları bir İngiliz kızın bakış açısıyla anlatılıyor
Önce uçaktan HAZAR’ı gördüm. Kafkasya’yı bir dev gibi saran, bir anne şefkatiyle kucaklayan ve küçüklüğümden beri hakkında birçok yazılar okuduğum Hazar gözlerimin altındaydı. Bir kuş gibi izliyordum onu. Sevgiyle, muhabbetle, heyecanla…
Artık Bakü kanatlarımın altındaydı. Pencereden onu gözlüyordum. Önce evler seyrek göründü. Büyük binalar yoktu. Geniş
Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları, gelenek haline getirdiği sezona çocuk oyunu ile başlama düşüncelerini, yine hayata geçiriyor. Amaç, geleceğin bilinçli seyircilerini hazırlamak, daha, küçük yaşlarda tiyatro sevgisini aşılamak ve çocukları tiyatro konusunda eğitmek
Yeğenim Murat Yozcu ve Değerli Eşi Gülşah ile birlikte tek çocukları olan Abdullah da var. Onlar Bursa’dan geldiler. Biz de Kıbrıs’tan gelip Susanoğlu’nda buluştuk. Hep birlikte bir gezi planı hazırlıyoruz. Hedefte Limonlu var.
Burada Kayacı Vadisi denilen yer müthiş bir güzelliğe sahip. Burayı görünce, bunu çok
Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Sanatçısı Ertaç Hazer’in “Uğur Böceği” isimli eseri geçtiğimiz günlerde Yeşil Barış Hareketi Yayınları arasında tüm okuyucuların beğenisine sunuldu.
Eskilerin Enasır-ı Erbaa diye adlandırdıkları “ Hava, su, ateş ve toprak” insan yaşamında en büyük dört etkendir. Bu dört etken yaşam kadar önemlidir. Önemlidir çünkü bunlardan biri olmasa yaşam da olmazdı.
O halde bunlara dikkat etmek ve temiz olmasını sağlamak insanın kendi elindedir. Özellikle su, hava
1964 doğumluyum. Kuzey Kıbrıs'ta yaşıyorum. 1988 Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldum. 20 yıl çeşitli okullarda edebiyat öğretmenliği yaptım. Uzun yıllar Yenivolkan ve Güneş Gazetelerinde köşe yazarlığı yaptım. Şu an Habearkıbrıslı ve Güncelmersin Gazetelerinde yazıyorum. Birçok internet gazete ve sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Şiir, öykü ve tiyatro oyunları yazıyorum. Bu alanlarda çeşitli ödüllerim var. Kendime ait basılmış "Güzel Bir Dünya" ve "Mesela Başka" isimli iki adet öykü kitabım var. 7 tane tiyatro oyunum var. 6 yıl Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü görevinde bulundum. Halen Başbakan Yardımcılığı Ekonomi, Turizm, Kültür Ve Spor Bakanlığı'na bağlı Müşavirim.
1964 doğumluyum. Kuzey Kıbrıs'ta yaşıyorum. 1988 Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldum. 20 yıl çeşitli okullarda edebiyat öğretmenliği yaptım. Uzun yıllar Yenivolkan ve Güneş Gazetelerinde köşe yazarlığı yaptım. Şu an Habearkıbrıslı ve Güncelmersin Gazetelerinde yazıyorum. Birçok internet gazete ve sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Şiir, öykü ve tiyatro oyunları yazıyorum. Bu alanlarda çeşitli ödüllerim var. Kendime ait basılmış "Güzel Bir Dünya" ve "Mesela Başka" isimli iki adet öykü kitabım var. 7 tane tiyatro oyunum var. 6 yıl Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü görevinde bulundum. Halen Başbakan Yardımcılığı Ekonomi, Turizm, Kültür Ve Spor Bakanlığı'na bağlı Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Gn Müdürlü emeklisiyim.
...
...
...
...