Abdülhamid Han
Nerdesin şevketlim, Sultan Hamid Han? / Feryâdım varır mı bârigâhına? /
Nerdesin şevketlim, Sultan Hamid Han? / Feryâdım varır mı bârigâhına? /
Bana sual sorma, cevap müşküldür, / Her sırrı ben sana açamam hocam.
Kabrimi kimse ziyaret etmesin Allah için, / Gelmesin, reddeylerim billahi öz kardaşımı.
Ne ararsın Tanrı ile aramda / Sen kimsin ki orucumu sorarsın?
Kime sordumsa seni doğru cevap vermediler; / Kimi alçak, kimi hırsız, kimi deyyus!
İhtiyarlık ile gençlik diyerek, / Şu hayatı ikiye böldürme! /
Hicran kucağında tuttuğum sırdaş / Çağlamış bulanmış durulmuş olsun /
Yamansın her zaman aldattın beni, / Kâh düşürdün kâhi kaldırdın felek!
Derd-i firakın ile düşeli sevdaya mey'e / Müptelayım silmişim esrar-ı ney'e
Ulu Tanrı'm, akıl ermez sırrına, / Binbir ismi hakda pinhan edersin.
Âlemin bağ-zârını s...eyim / Sünbül ü verd ü nârını s...eyim /
Ben melâmet hırkasını kendim giydim eynime / Ar u namus şişesini taşa çaldım
Azm-u hamam edelim, sürtüştürem ben sana, / Kese ile sabunu, rahat etsin cism-u
Eşeği saldım çayıra / Otlaya karnın doyura / Gördüğü düşü
Bu bir "muzır" (ahlaksız değil) edebiyat sitesidir.
1000 yıldır insanların dilinde dolaşan muzırlıklar.
İstanbul
Sizi gülümsetecek her şey.
1000 yıllık birikim.
Türk ve Dünya heccavları.