|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Azmi, Bir Kadın, Bir Çocuk, Bir Bebek
İsa Kantarcı
Öykü > Aşk ve Romantizm
AZM, BİR KADIN, BİR ÇOCUK, BİR BEBEK
41 yaşındaki Azmi, hayvan tüccarıydı mutlu hayatında, sığır üretip satardı, bu işlerin içinde büyümüştü, babasının işi buydu, kurbanlık için da et ve et ürünleri üreten şirketler için. Köyde bir çiftliği vardı, tarlaları vardı. Ondan sığır
satın almak için gelen bir baba ve iki oğlu vardı, kamyonla, dört sığır satın almışlardı, asmanın altında çay kahve içmişlerdi,
Azmi müşterisi şişman adamı ve iki gen
[DEVAMI]
|
|
|
• İzEdebiyat > Öykü > Gerilim |
81
|
|
|
|
Öğle üzeriydi. Ama hala serindi hava.. 40 haneli Sarıyar Köyü’nde yeni bir gün başlamıştı. Kırmızı kiremitli kerpiç evlerin ceviz, kavak, dut ve kayısı ağaçlarının arasına gizlendiği köy, uyku mahmurluğunu üzerinden atmış, canlanmıştı. |
|
82
|
|
|
|
Ahşap basamaklarda yükselen gacırtılar, sıvası artık iyice dökülen evin üst kat duvarlarını yalayıp geçmiş, kapı eşiğinden sinsice odasına ulaşarak sonunda o derin, tatlı uykusundan uyandırmıştı kendisini. Küf kokan rutubetli yorganın altında kımıldamadan öylece kıvrıldı bir süre daha. Oda içerisinde şuraya buraya bıraktığı kovalara çatıdan sızarak düşen damlaların çıkardığı tıp tıp sesleri uyumak için gösterdiği tüm o çabayı boşa çıkarıyordu ne yazık ki. Baktı ki olmayacak, doğruldu yatağından. Elleri, duvardaki çiviye asılı pantolonun ceplerini yokladı. İçinde bir kaç tek kalmış sigara paketini kavrayarak, tütünü şöyle iyice dolgunca olanlarından rastgele çekip aldı birini. Ciğerlerini yakarak dolduran derin bir nefes ile şimdi ayılmıştı artık. Sokak penceresinden dışarı baktı. Sabahtan beri lapa lapa yağan kar sokaktaki kirli çöp bidonlarının üstünü örterek kesilmişti. Kaldırdığı paltosunun yakasına başını iyice gömen kambur görünüşlü birkaç gölge, kayarak düşmemek için kaldırımları dikkatle arşınlıyordu. |
|
83
|
|
|
|
Dünyadaki akan tüm gözyaşlarını anlatan yağmurlar kadar.
Hemen oradan uzaklaştı.Acı ve utanç dolu dünyasını gizlemeye çalışarak,insanlara çarparak gözyaşlarını gizlemeyi başardı |
|
84
|
|
|
|
Doğanın elleri kolları bağlı sizi seyrettiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz... |
|
85
|
|
|
|
Yanlız yaşayan yaşlı bir kadının hikayesi |
|
86
|
|
|
|
Yalnız yaşayan yaşlı kadının hikayesi |
|
87
|
|
|
|
İnsan kaçması gereken zama nı bilmeli |
|
88
|
|
89
|
|
|
|
Ölü katilin seri cinayetlerinden bir başkası. |
|
90
|
|
|
|
Sıradan bir gece, fakat durakta bekleyen taksiye binen müşteri öyle değil. |
|
91
|
|
|
|
Bazen bir yıldızı gökyüzünden tutup, cebine atacakmışcasına hızlanır ve saatlerce sallanırdı. Ayaklarını tekrar salladı... |
|
92
|
|
|
|
çığlıklar içinde sudan çıkmak için birbirleri ile yarışıyormuş sanki, iki yaban ördeği havalanmış, üç timsah sudan kendini dışarıya can havli ile atmış, bir kunduz kıyıya çıkarken beş balık sudan zıplayarak toprağın üstünde çırpınmaya başlamış, kocaman bir su yılanı kıvrıla kıvrıla otların arasından son bir umut der gibi kendini sudan toprağa bırakmış, birkaç su kaplumbağası birden suyun üstünde belirip karaya doğru yüzmeye başlamış feryat figan içinde, |
|
93
|
|
|
|
İlk öykü denemelerimden biri.. |
|
94
|
|
|
|
ölümü bir kaç saniye öteye koyduğu için kalan yaşamını da bir kaç saniye içine sığdırmak zorundaydı.
hiç zorlanmadı.
hatta bu bir kaç saniye içinde bile sıkıldı.
hayatın tek düzeliği ve hepimizin sıradanlığı üzerine bir öykü.
|
|
95
|
|
|
|
Bir kabus görüyorum içimde fırtınalar kopuyor |
|
96
|
|
|
|
16'cı yüzyılda Boston kasabasında Angeleno erikleri yetiştirilirdi ağaçları oldukça kuvvetli gelişir yarı yayvan taç oluşturur meyveleri iri yuvarlak ve tatlıydı
Boston yakınlarındaki Quincy kasbasına satılırdı ordaki halk bu erikleri reçel yapıyordular çoğunlukla......
|
|
97
|
|
|
|
Sabahın erken vakti çıkar evden. Sığındığı kentin sokaklarını bir bir geçer. Yenikapı da yan yatmış gemiye bakmaktadır. Sevgilisi kucağında uyumaktadır. Sabahın serin suları hışımla vurmaktadır gemiyi. Gemi karaya bağlanmıştır. Dalgalar vurdukça diğer ya |
|
98
|
|
|
|
Baş harfleri Ö ölüm,Kkin,Llanet,Mmutsuzluk isimlerinin başları bunlar olmamalıydı sonları diğerleri gibi olacak.................
|
|
99
|
|
|
|
...Keşke anneannemlerin köydeki bu evine gelmemiş olsaydım diye başlıyorum söze... |
|
100
|
|
|
|
Kuru kuruya kahvaltısını ederken gözü kolundaki saatine ilişti. Öğleden sonra ikiyi gösteriyordu. Tüm gece poker oynamış biri için hiç de geç sayılmazdı. Hayattaki tek eğlencesi buydu işte, poker... Ailesini, işini, uğrunda feda etmiş, tek başına, sadece onun için yaşamaya başlamıştı. Gündüzler, geçirilmesi gereken boş saatlerken, geceler hayatını adadığı pokere aitti. |
|
|
|